Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemi- Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü olduğu- Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istediği- Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devrettiği- Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlı olduğu- Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımakta olduğu-
Avukatın, hem davalı hem de davacı tarafta yer alarak menfaat çatışması olan kişilerin vekilliğini yapmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- Davacının, eşi olan davalı muristen ............ Noterliğinin .......tarih, ............. yevmiye nolu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı taşınmazla ilgili olarak talep hakkının bulunduğu, mahkemece, açıklanan hususlar göz ardı edilerek davacının miras payı esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- HMK m.297/2 hükmü gereği hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu, mahkemece, davalı mirasçıları hakkında olumlu olumsuz hüküm kurulmamış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- Davacının dava ve ıslah dilekçesinde, bedelin faiziyle birlikte davalılardan tahsili istemi bulunmasına rağmen, mahkemece, faiz hususunda hüküm kurulmamış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacı vekili, satış vaadi borçlusu olan davalıların mirasbırakanın kayıt malikinin mirasçısı olduğunu ileri sürmüş ise de kayıt malikinin dosya içerisinde bulunan mirasçılık belgesinde mirasbırakanın mirasçı olarak yer almadığı, mahkemece, iddiasının araştırılması bakımından davacı vekiline mirasçılık belgesinin iptali ile yenisinin verilmesi hususunda dava açmak üzere yetki ve süre verilmesi, meydana gelecek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemi-
Muris muvazaasına dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil davasında; mirasbırakanın noterlikçe düzenlenen resmi vasiyetnamede davacı kızlarına da taşınmazlar vasiyet ettiği, kız çocuklarını ayırdığı konusunda delil bulunmadığı, diğer yandan davalı tanıkları olarak dinlenen ve davanın kabulü halinde mirasçı sıfatıyla taşınmazdan pay alabilecek mirasçıların beyanlarından mirasbırakanın taşınmazı davalıya devrettikten sonra aldığı satış bedelini çocukları arasında paylaştırdığı anlaşıldığından davanın reddine-
Resmi sözleşmede ödendiği belirtilen bedelin ödenmediğinin; ancak, aynı değerde başka delil ile ispatı gerekeceğinden davacının satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan edimini yerine getirdiğinin kabulü gerekeceği, satış vaadi borçlusu dava konusu taşınmazlardaki paylarını dava dışı üçüncü kişiye sattığı kayıt malikinin de kötüniyetli olduğu davacılar tarafından ileri sürülmediğinden mahkemece tazminata hükmedilmesi gerekeceği, taşınmazın davalı tarafından üçüncü kişiye satıldığı ve ifanın artık imkansız hale geldiğinden, bir taahhüt muamelesi olarak geçerliliğini koruyan sözleşme gereği davacının zararının 818 sayılı BK’nın 96. maddesi uyarınca giderilmesi, dava konusu taşınmazlardaki payların dava tarihindeki rayiç değerlerinin hüküm altına alınması gerekeceği-
Dava konusu olayda, önalıma ilişkin düzenleme kira sözleşmesinin bir maddesinde yer almakta olup, kira sözleşmesi tapu sicilinin beyanlar hanesine şerh verilmişse de sözleşmede yer alan önalıma ilişkin düzenlemeye tapunun beyanlar hanesinde açıkça yer verilmediği- Bu nedenle kira sözleşmesinde yer alan ancak tapuya açıkça şerh verilmeyen önalıma ilişkin düzenlemeden davalı tarafın açıkça tapu kaydından kaynaklanan bir bilgiye sahip olduğu ve kötü niyetli olduğu ispat edilemediğine göre davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Somut olayda, miras bırakanın davacıyı vasiyetname düzenlemek suretiyle mirasından ıskat ettiği ve malvarlığının önemli bir kısmını davalılara temlik ettiği, adına kayıtlı başka taşınmaz kalmadığı açık olup, dinlenen tanık beyanları ile anılan bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, temlikin mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı- Asıl dava yönünden, davacı dava ve beyan dilekçelerinde, temyize cevap dilekçesinde açıkça talebinin saklı pay oranında iptal-tescil olduğunu belirtmiş olup, HMK’nun 26. maddesi gözetilmeksizin, talep aşılarak tapu kayıtlarının miras payı oranında iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesinin doğru olmadığı- Birleştirilen dava yönünden ise; davacı mirastan ıskatın iptalini talep etmiş olup, HMK’nın 297/2 maddesi uyarınca olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken değinilen husus üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulmasının da doğru olmadığı-
Dava, ortaklık sözleşmesine dayalı tescil istemine ilişkin olup sözleşme, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m.706 ve Türk Borçlar Kanunu m.237 gereğince resmi şekilde yapılmadığı için geçerliliğinin bulunmadığı, mahkemece, tescile ilişkin istemin bu gerekçeyle reddedilmesi gerekirken ortaklık sözleşmesinin tapuda ismi gözüken tüm maliklerle yapılmadığından geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı- Mahkemece, hüküm verildikten sonra temyiz aşamasında tapu maliklerinden ... mirasçılarının da davayı kabul dilekçesi sundukları anlaşılmakla, tüm mirasçılarının kabule ilişkin dilekçede imzaları bulunup bulunmadığının denetimi için mirasçılık belgesinin temini ile sonuca göre hüküm verilmesi gerekeceği- Tapu kaydında... ve ... olarak gözüken kişilerin nüfustaki kimlik bilgilerine uygun olarak tapu kaydındaki isimlerinin idari yoldan düzeltilmesi, bunun mümkün olmaması halinde tapuda isim düzeltilmesi davası açmak üzere davacıya yetki ve makul süre verilerek nüfus kayıtları ile tapu kaydı arasındaki çelişkinin giderilmesi gerekeceği-
Muris muvazaasına konu olayda, tanık beyanlarına göre; mirasbırakanın "davacının yaptığı evlilikten memnun olmadığı için davacıya hiç mal vermeyeceğini" söylediği, bu beyanlara karşı davalının, delil olarak mirasbırakanın imzasını taşıyan, muris muvazaasının tarafı olan mirasbırakanın eli ürünü bir belgeye dayandığı, ancak bu belgeye itibar edilemeyeceği gibi mirasbırakanın hesabına yatan bedelin tamamının kısa süre sonra hesaptan çekilmesinin de muvazaanın gizlenmesi amacını ortaya koyduğu-