Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ve tenkis istekleri-
Davacı, satın aldığı taşınmazın davalı olduğunu bilerek almış olup taşınmazın sözleşme tarihinde tapusunun olup olmadığının veya tapusunun bir başkası adına kayıtlı olmasının öneminin bulunmadığı, davacının, ancak ödediği bedeli ,sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebileceği- Ödenen satış bedelini, ifanın imkânsız hale geldiği tarih itibariyle çeşitli ekonomik etkenlerin ÜFE-TÜFE artış oranları, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar ve benzeri ekonomik göstergelerin ortalamaları alınmak suretiyle) ulaşacağı alım gücü dikkate alınarak sonucu dairesinde bir hüküm tesisi gerektiği, davacının sözleşmede ödediği belirtilen miktar üzerinden karar verilmesinin hatalı olduğu-
Mirasbırakanın temliki bağış suretiyle ve gerçek iradesine uygun şekilde yaptığı gözetilerek muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı iptal tescil isteğinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu- Mirasbırakanın davalı çocukları tarafından bakılması karşısında minnet duygusuyla temlikin yapıldığı, mirasbırakanın terekesinde başkaca taşınmazların da bulunduğu, tüm bunlar birlikte değerlendirildiğinde temlikin saklı payları ihlal kastıyla yapıldığının kanıtlanamadığı gözetilerek tenkis isteğine yönelik davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir semen karşılığında olacağı, bunun mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet ya da emek de olabileceği- Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 01.04.1974 günlü 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında mirasbırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinin kabulü gerektiği- Mirasbırakanın gerçek irade ve amacının diğer mirasçıdan mal kaçırma olmadığı, kendisine özenle bakan oğlu davalıya minnet duyguları ile çekişmeli taşınmazları temlik ettiği, temlikin, bakım, hizmet ve emek karşılığı gerçekleştirildiği anlaşıldığından, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davanın tümden reddine karar verilmesi gerektiği-
8. HD. 26.06.2018 T. E: 11542, K: 14439-
14. HD. 20.06.2018 T. E: 2015/17279, K: 4708-
Taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemi-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri resmi şekilde yapılmadıkça geçerli olmayacağı, ancak sözleşme uyarınca devredilmesi öngörülen tapu kaydının devrinin yapılması halinde artık sözleşmesinin şekil şartına uyulmadan yapılması nedeniyle geçersizliği iddia edilemeyeceği- Her ne kadar mahkemece davalı yana devredilen tapu hissesinin satış amacıyla yapıldığı kabul edilmiş ise de; yerleşmiş içtihatlarına göre arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmasından sonra yapılan tapu devrinin bu sözleşmenin ifası maksadıyla yapıldığının kabulü gerektiği- Davacının tapu kaydını devrettikten sonra sözleşme tarafı davalının bu hisseyi 3. kişilere devrettiği anlaşıldığından, davada tapu iptali ve tescil istendiğine göre yeni tapu maliklerine davanın yönetilmesi ve yargılamaya bu kişiler huzurunda devam edilmesi gerektiği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği- Temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu ileri sürülerek eldeki dava açılmış ise de, davacılar iddialarını ispatla yükümlü olup dosya içeriği, toplanan deliller ve tanık beyanları nazara alındığında tarafların mirasbırakanının çekişme konusu taşınmazı davalıya temlikinin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiasının kanıtlanamadığı, mirasbırakanın davalı ile birlikte yaşadığı ve tüm ihtiyaçlarının davalı tarafından karşılandığı, diğer yandan, her ne kadar resmi akitte gösterilen bedel, akit tarihindeki gerçek bedelden düşük ise de, salt bedeller arasındaki oransızlığın tek başına muvazaanın delili olamayacağı, dosya kapsamında mirasbırakanın davacılardan mal kaçırmasını gerektirecek bir sebebin ortaya konulamadığı saptanmış olup, davacıların muvazaa iddiasını kanıtlayamadığı, bir başka ifade ile temlikin gerçek satış olduğu sonucuna varıldığı- Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.