6102 sayılı TTK. mad. 687/1. uyarınca, alacaklı hamilin bonoyu iktisap ederken bile bile zararına hareket ettiğini iddia ve ispat etmediğine göre, mahkemece itirazın reddi yerine yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olduğu-
Borçlu her ne kadar lehtar şirkete borcu ödemesinden ötürü borçlu olmadığını belirtmişse de, bu şahsi definin bonoları temlik cirosu ile devralan alacaklı iyiniyetli hamil bankaya karşı ileri sürülemeyeceği-
imzaların istiklali (imzaların bağımsızlığı) olarak tanımlanan ilke uyarınca imzasını inkar etmeyen keşideci, lehtarın imzasının sahte olduğu iddiasına dayanarak sorumluluktan kurtulamayacağı- lehtara karşı ödeme yapılmış olması keşideci ile lehtar arasındaki kişisel ilişki niteliğinde olup, bu nitelikteki şahsi def'ilerin ciro yolu ile çeke hamil olan kişiye karşı ileri sürülebilmesinin hamilin senedi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olduğunun kanıtlanması koşuluna bağlı olduğunun gözetileceği-
TTK.nun 778. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 687/1. maddesi gereğince, hamil bonoyu iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmemiş ise kural olarak, bonodan dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan ilişkilere dayanan def'ileri başvuran hamile karşı ileri süremeyeceği - Somut olayda, borçlu tarafından, alacaklı hamilin, lehtar şirketin yönetim kurulu başkanı olduğu yönünde 29.11.2007 tarihli “Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi” sunulduğu, buna göre yetkili hamilin, kendisine senedi ciro eden şirketin 3 yıl süre ile yönetim kurulu başkanlığına seçildiğinin anlaşıldığı, senetlerin tanzim tarihinin 28.07.2010 olduğuna göre alacaklı hamilin keşideci borçlu ile lehtar arasında yapılan sözleşmeden kaynaklı ilişkiyi bilebileceği -
TTK.nun 778. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 687. maddesine göre; "hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmediği takdirde, kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def'ileri başvuran hamile karşı ileri süremeyeceği -
Ciranta konumunda olan takip alacaklısının kötüniyetli olduğu iddia ve ispat edilmediği gibi, senet metninde de sözleşme nedeniyle verildiğine ilişkin bir ibare bulunmadığından takip alacaklısına karşı senedin teminat senedi olduğu ileri sürülemeyeceğinden, mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
6102 sayılı TTK mad. 818/1-e yollamasıyla TTK. mad. 687/1 uyarınca, çekten dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan ve senet metninden anlaşılmayan def'ileri başvuran hamile karşı ileri süremeyeceği-
Takip dayanağı çeke ilişkin olarak alacaklının yetkili hamil olduğu, çekin keşide tarihinde yapılan değişikliğin usulüne uygun olarak paraflanmış olduğu ve borçlunun itiraz dilekçesinde de açıkça keşide tarihinde yapılan bu değişikliğin keşideci tarafından yapıldığının belirtildiği, alacaklı ile borçlu arasında doğrudan doğruya bir ilişki bulunmadığı gibi çekin iktisap edilirken bile bile borçlunun zararına hareket edildiğine dair de bir iddia ve delil bulunmadığına göre, borçlunun usulünce ispat edilemeyen itiraz ve şikayetinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu icra takibinin dayanağı olan senette yasal unsurlar mevcut olduğundan bono (kambiyo senedi) vasfında olduğu, davacı senedin hamili, davalı ise lehtar-ciranta olup ödememe protestosu çekilmediği dosya içeriğinden anlaşıldığı, bu durumda hamilin cirantaya karşı talep hakkının düştüğü, davacının, davalıya ödünç para verdiğini iddia ederek temel ilişkiye dayanmış ise de bu yöndeki iddiasını yazılı delille kanıtlamak zorunda olduğu, zira dava konusu senet tüm zorunlu yasal unsurları tamam olan kambiyo senedi niteliğinde olup yazılı delil başlangıcı olarak değerlendirilmesinin doğru olmadığı, davalının açık muvafakati olmadıkça senede karşı ileri sürülen iddiaların tanıkla kanıtlanmasının usule aykırı olduğu-
Borçlunun imzaya itirazı ile birlikte, imzaya itiraz ile çelişme halinde olmayan itiraz sebeplerini de bildirebileceği-Bonodan dolayı kendisine müracaat olunan kimse keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def'ileri müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremediği- Borçlunun borca itirazı ile çelişen imza inkarının dinlenemeyeceği gibi, borçlunun, senedin teminat senedi olduğuna ilişkin iddiasını, senedi ciro yoluyla devralan takip alacaklısına karşı ileri süremeyeceği hususu da nazara alınarak itirazın reddine karar verilmesi gerekirken imza incelemesi yaptırılarak istemin kabulü yönünde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor