Şikayetçi ipotek borçlularına, icra emri gönderilebilmesi için, alacaklı tarafından, kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adreslerine, noter aracılığı ile hesap kat ihtarının gönderilmesi gerekeceği, bu hususun kamu düzeninden ve takip şartı olup, İİK'nun 16/2. maddesi gereğince süresiz şikayete tâbi olduğu ve mahkemece re'sen nazara alınması gerekeceği- Borçlu hakkında çıkarılan hesap kat ihtarı tebliğinin, ipotek senedinde belirtilen adresten başka bir adrese tebliğ edildiği gibi, muhatabın orada bulunup bulunmadığı araştırılmaksızın doğrudan “......” imzasına tebliğ edilmesinin Tebligat Kanunu'nun 16-17. maddelerine aykırı olduğu, bu durumda mahkemece, davanın borçlu yönünden kabulü ile borçlu adına düzenlenen örnek 6 icra emrinin iptali gerekeceği-
Takibe konu ipoteğin, tüketici kredisi alacağının teminatı olarak düzenlenmesi halinde, alacağın tüketici kredisi olması ve ipotek alacağının varlığı, miktarı ve muaccel olup olmadığı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna tabi olduğundan, kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içermediği ve bu tür bir ipoteğe dayalı olarak ilamlı takip yapılamayacağı-
Üst sınır ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde, limit aşımına ilişkin şikayetin süresiz olarak yapılabileceği-
Müflis A.Ş.'nin, alacaklı banka ile kredi sözleşmesi imzaladığı, ihtarnamesi içeriğine göre, müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan iki gerçek kişinin, aynı kredi borcu için A.Ş. ile taşınmazlarını ipotek ettirdikleri de görüldüğünden, bu taşınmazlar üzerine kurulu ipoteklerin "toplu ipotek" olduğunun kabulü gerektiği- Alacaklı tarafından, TMK. mad. 873/3 uyarınca; toplu ipoteğe konu taşınmazlar hakkında aynı anda takibe girişilip birlikte satışının istenilmesinin zorunlu olduğu; aynı borç için, bir diğer icra dosyası üzerinden taşınmazların ipotek limitleri dahilinde ayrı bir takibe girişilmesinin doğru olmadığı ve mahkemece takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
İpotekli taşınmazın maliki hakkında verilmiş ihtiyati tedbir kararı bulunmasa da, takibin, asıl borçlunun borçlarından dolayı söz konusu şirket lehine verilen ipoteğe dayalı olarak başlatıldığı, bu durumda, iflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir kararı gereğince ipotek konusu taşınmazın satışı gerçekleştirilemeyeceğinden, mahkemece, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan ilamsız icra takiplerinde asıl borçlu ile ipotek verene karşı takip yapılması gerekmekte olup, bu tür takiplerde zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğu, davaya esas takipte ise sadece ipotek veren taşınmaz malikine karşı takip yapıldığı, yani geçerli bir takip bulunmadığı, bu durumda "itirazın iptali davasının ön şartı olan geçerli bir takip bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
İpoteği temlik alan alacaklı tarafından kesin borç ipoteğine dayalı olarak başlatılan takipte, borçlu kendi borcu sebebiyle kendisine ait taşınmazı alacaklıya kesin borç ipoteği olarak ipotek ettiği, bu durumda alacaklı ipoteğe dayalı alacağı ile ilgili olarak takip başlatıldığından ve takip de kesinleşmiş olmakla daha önce yapılmış bir ihtar bulunmasa dahi kesinleşen bir takip ile borçlunun mütemerrit olduğunun kabulü gerekeceği, bunun nedeninin alacaklı ödeme emrinin tebliğ suretiyle icra takibini ciddi en etkili biçimde borçluya iletmiş olduğundan, alacaklı başlattığı bu takipte ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle yasal faizi ile birlikte ipotek alacağını isteyebileceği-
Takip dayanağı ipotek, limit (üst sınır) ipoteği niteliğinde olup, alacaklı ve borçlular arasında cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir kredi ilişkisi bulunmadığı gibi, alacaklının da kredi veren kuruluş(banka) niteliğini haiz olmadığı, dolayısıyla, taraflar arasında İİK.'nun 150/ı maddesinde açıklanan koşullarda cari hesap ve kredi ilişkisi söz konusu olmadığından icra emri gönderilmesine olanak tanıyan anılan maddenin olayda uygulanma yerinin bulunmadığı, diğer taraftan, takip konusu ipoteğin, İİK.'nun 149. maddesinde düzenlenen kesin borç ipoteği mahiyetinde olmadığı da kuşkusuz olduğundan, alacaklı tarafından sözü edilen maddelere dayanılarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapılması mümkün olmayıp, yapılan takibin usulsüz olduğu-
Borçlunun adrese dayalı kayıt sisteminde kayıtlı adresinin bulunmaması halinde, ipotek akit tablosunda yazılı adresine daha önce usulüne uygun tebligat yapılmamış olsa bile, bu adrese Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapılabileceği-