Tüketici Mahkemesinde açılan temyize konu davada, dava dilekçesinde, dava değeri 30.000 TL olarak gösterilmiş olup mahkemece, davalı aleyhine hükmedilecek karar ve ilam harcının bu değer üzerinden hesaplanması ve davacı taraf lehine bu değer üzerinden hesaplanacak vekalet ücretinin hüküm altına alınması gerektiği-
Bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen dahi olsa kabul edildiği durumlarda öncelikle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi ardından yeniden tüm talepler bakımından hüküm kurulmasının gerekeceği-
Bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen dahi olsa kabul edildiği durumlarda, öncelikle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi ve yeniden tüm talepler bakımından hüküm kurulması gerekeceği-
Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm kısmı incelendiğinde hangi tarafın istinaf başvurusunun değerlendirildiğinin anlaşılmadığı, kararın gerekçe kısmında sadece alacaklının istinaf sebeplerinin yer aldığı ve bu sebepler çerçevesinde inceleme yapıldığı, dolayısı ile borçlunun istinaf sebeplerinin de değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken sadece alacaklının istinaf talebinin değerlendirildiği anlaşılmış olup, HMK’nun 359. maddesine uygun değerlendirme yapılmamasının isabetsiz olduğu-
İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen istinaf edildiği ve talebin Bölge Adliye Mahkemesince kısmen kabul edildiği durumda dahi, öncelikle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi halinde de yeniden tüm talepler bakımından hüküm kurulması gerekirken; kararın evlat edinmeye yönelik kısmının istinaf edilmemesi sonuca etkili olmadığı halde Bölge Adliye Mahkemesi tarafından usule ve yasal düzenlemelere aykırı şekilde, İlk Derece Mahkemesi kararının yalnızca kişisel ilişki tesisine yönelik kısmının kaldırılmasına karar verilmesinin ve ilgili bölüm yönünden hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Bölge Adliye Mahkemesince davacı ... vekilinin istinaf istemi ise değerlendirilmediği ve adı geçen davacının istinaf istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği anlaşıldığından, bölge adliye mahkemesince, taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine HMK'nin 359. maddesine uygun hüküm sonucu oluşturulmadığı, davacı ... yönünden ortada temyizen incelenebilecek bir kararın bulunmadığı dikkate alınarak; davacı ... vekilinin istinaf başvurusu da değerlendirilmek üzere bir karar verilmesi için bölge adliye mahkemesi kararının bozulması gerektiği-
Her iki tarafın da istinaf talebinde bulunduğu yargılamada, Bölge Adliye Mahkemesi’nce, gerekçede, davalı vekilinin istinaf taleplerinin kabulünden bahsedilmiş ise de, hüküm kısmında davacı ve davalı vekilinin istinaf talepleri ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmeden, yasal düzenlemelere aykırı olarak ve HMK'nin 359/2 gereğince infazda tereddüte yol açacak şekilde ‘davacıların reddine’ şeklinde hüküm kurulmasının yanlış olduğu-
İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının düzeltilmesi durumunda öncelikle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi halinde de yeniden tüm talepler bakımından hüküm kurulması gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından usule ve yasal düzenlemelere aykırı şekilde, davanın esasına yönelik herhangi bir hüküm kurulmadan İlk Derece Mahkemesinin hüküm fıkrasının sadece vekalet ücretine ilişkin olarak düzeltilmesine rağmen, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmaması ve yeniden tüm talepler hakkında hüküm kurulmamış olmasının doğru olmadığı-
Bölge Adliye Mahkemesince verilen temyize konu kararın gerekçesinde, davalı vekilinin davanın esasına yönelik istinaf talebinin yerinde olmadığı sonucuna ulaşıldığı belirtildiği halde hüküm fıkrasında davanın esasına yönelik istinaf başvurusu hakkında olumlu veya olumsuz hüküm kurulmamak suretiyle hüküm ve gerekçe arasında çelişki oluşturulduğu anlaşıldığından hükmün bozulması gerekeceği- İlk Derece Mahkemelerince yapılan vakıa incelemesi Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yerinde bulunmadığı takdirde İlk Derece Mahkemesi kararının bütünüyle ortadan kaldırılması ve infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde yeniden bir hüküm kurulması gerekeceği, aksi halde, aynı dosyada infazı kabil birden fazla kararın ortaya çıkması tehlikesine ve HMK’nin 297. ile 359. maddelerine aykırı olarak infazda tereddüde sebebiyet verilebileceği-
Davacının iddiası ve ilk derece mahkemesinin kararının sonucu ve istinaf sebepleri kısaca belirtilmiş ise de davalının savunması, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi ve özellikle davalı/alacaklının istinafının ret sebeplerinin açıklanmadığı- “ Dosya istinaf sebepleri ile birlikte HMK'nın 355 maddesi çerçevesinde incelenmiş ve kararın, mahkemece dosyada bulunan delillerin takdirinde hata yapılmadan iddia ve savunma ile birlikte hukuka uygun şekilde değerlendirilmek suretiyle dairemizce de benimsenen yasal ve hukuksal gerekçelere ve maddi delillere dayandırılarak verilmiş olduğu, anlaşılmakla usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen karara karşı istinaf sebepleri yerinde bulunmadığı “ şeklindeki soyut açıklamanın Anayasa’ nın ve Yasa’ nın anladığı anlamda gerekçe olmadığı-