Mahkeme kararının, bozulmakla ortadan kalkacağı, bu itibarla mahkemenin, bozmaya uyduktan sonra, gereklerini yerine getirip, usuli kazanılmış haklara da dikkat ederek her bir talep hakkında yeniden hüküm kurması gerektiği- O halde, mevcut dosyada, birleşen bir kısım davalar hakkında, bu davaların kesinleştiğinden bahisle, HMK'nın 297/2. maddesi hükmüne aykırı ve infazda da tereddüt oluşturacak şekilde, hiçbir hüküm tesis edilmemesinin, usul ve yasaya aykırı olduğu-
Arsa sahibi, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca kendisine isabet eden bağımsız bölümleri yükleniciden teslim alıp kabul ettikten sonra üçüncü kişilere satmış ise; yeni mâlik üçüncü kişi, yükleniciye karşı hiçbir talepte bulunamayacağı, çünkü, yüklenici edimini arsa sahibine karşı yerine getirip inşaatı teslim etmekle borcundan kurtulduğundan, üçüncü kişi ancak, satıcısı olan eski mâlik arsa sahibinden, satış sözleşmesi nedeniyle istemde bulunabileceği- BK'nın 162. maddesi uyarınca, alacağın temliki kapsamında sözleşmeden doğan hakkın hiçbir temliki, yazılı biçimde yapılmış olmadıkça geçerli olmayacağı-Arsa sahibinin arsadaki paylarını ya da bağımsız bölümleri başkalarına sadece devretmiş olması, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan hakları ayrıca yazılı olarak temlik etmedikçe, anılan sözleşmeye dayalı hakların da devri anlamına gelmeyeceği (Aynı doğrultuda: HGK. 26.03.2008 T. 279/277; 23. HD. 21.03.2013 T. 327/1732)-
Taraflar arasındaki sözleşmede, davacı şirkete ödeme yapılabilmesi için, ödeme yapılacak aya ait aylık SGK prim belgesinin kurumca tasdikli suretinin ve SGK primi tediye makbuzunun, işçilere ait muhtasar vergi tahakkuk ve tediye fişlerinin davacı tarafından, davalı bankaya ibraz edilmesi gerektiğinin düzenlendiği, be nedenle, hizmet bedelinin tahsili istemine ilişkin davada, öncelikli edim yükümlülüğünün davacıya ait olduğu-
İ.lı işleme dayalı olan dinlenilirliği kabul edilen iddiaların ispatının, şekle bağlı olmayan yazılı delil olduğu, inanç sözleşmesi olarak adlandırılan bu belgenin sözleşmeye taraf olanların imzasını içermesinin gerekli olduğu-
Taraflar arasındaki hukuki ilişki ticari iş (TTK md. 19/2) mahiyetinde olup, TTK'nın 8/1. madde hükmüne göre, uygulanacak faiz oranının serbestçe kararlaştırılmasının mümkün olduğu- BK'nın 81. maddesi (TBK md.97) uyarınca kendi edimini yerine getirmeyen taraf, kural olarak karşı taraftan talepte bulunamayacağı halde ve mevcut dosya kapsamına göre de, davacının öncelikle kendi edimini yerine getirmediği sabit olduğundan, davalı arsa sahibinin dava açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceği bu nedenle davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği-
Temlikin, temlik edenle borçlu (arsa sahibi) arasında bazı ilişkilerin doğmasına neden olduğu, zira temlik alanın evvelki alacaklının yerine geçmiş borçludan (arsa sahibinden) ifayı istemesinin, gerektiğinde de borçluyu ifaya zorlamasının onun hakkı olduğu- Eksik bırakılan işler ve eksik işler bedeli de saptanmış olduğundan bu eksikliklerin giderilmesi veya bedelinin mahkeme veznesine depo edilmesi için BK'nın 81. maddesi uyarınca davalılara önel verilerek sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği- Tapu iptali ve tescil mümkün olmazsa, tazminat davasında, davalı üçüncü kişilerin yüklenicinin borcunu üstlenmek suretiyle eksik inşaatı tamamlayabilecekleri gibi, mahkemece belirlenecek eksik işlerle ilgili bedeli depo etmeleri koşuluyla tapu iptali ve tescil konusunda karar verilmesinin de mümkün olduğu; ortak yerlerde saptanan eksik ve kusurlu işlerin giderilme bedelini ve ortak gider kabul edilmesi gereken iskan masraflarını davacı arsa sahibinin sözleşmedeki paylaşım oranına göre talep edebileceği-
Mevcut temyiz incelemesine konu kararda “ hüküm altına alınan alacak ve tazminatın davacı yüklenici tarafından davalı arsa sahibine ödenmesine ” şeklinde karar verildiği- Bir mahkemenin kararı ile bir başka mahkemedeki henüz sonuçlanmadığı anlaşılan davadaki nizalı bedel hüküm altına alınmış gibi "ödenmesine" karar verilmesinin yerinde olmadığı- Mahkemece yapılması gereken iş davanın sonucu beklenerek kesinleştiğinde hüküm altına alınacak miktarın ödenmesi şartıyla birlikte ifaya karar verilmesinden ibaret olduğu-
Davacının iddiasını ispat için dayandığı ve imza ile içeriği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmayan belgenin, 20/6 sayılı İBK'de belirtilen anlamda inançlı işlemin belgesi olduğu, bu belgenin vefa akdi olarak değerlendirilmesi doğru olmadığı gibi, tarihinin tapu devrinden sonraya ilişkin bulunmasının sonuca etkili olmayacağı çünkü, İBK'de böyle bir sınırlama olmadığı, inanç sözleşmesinin yazılı olması koşulu geçerlilik şartı olmayıp, bir kanıtlama aracı olduğu-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin geçerliliğinin, bu sözleşmelerin noterde "düzenleme" şeklinde yapılmasına bağlı olduğu- Arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshinin, taraf iradeleri fesihte birleşmediği sürece ancak mahkeme kararı ile mümkün olduğu- Somut olayın niteliği ve özelliğinin haklı gösterdiği durumlarda TMK'nın 2 nci maddesi hükmü gözetilmek kaydıyla inşaatın % 90 ve üzeri oranına ulaşması ve ayrıca kalan eksik işlerin de sözleşmede amaçlanan kullanıma engel oluşturmadığının belirlenmesi halinde ileriye etkili fesih koşullarının gerçekleştiği-
BK'nın 81. (6098 sayılı TBK'nın 97.) maddesi uyarınca birleşen davada hüküm altına alınan eksik işler bedelinin ödenmesi koşulu ile asıl dava konusu tescile karar verilmesi gerektiği-