'Muvazaa iddiasına' dayalı iptâl davalarında "hak düşürücü süre"/"zaman aşımı"nın söz konusu olmadığı (Bu davaların her zaman açılabileceği)– Alacaklının açtığı tasarrufun iptali davasında terditli olarak muvazaa iddiasına dayalı olarak karar verilmesini isteyebileceği-
"Tasarrufun iptâli davası" ile "muvazaa (BK. 18; şimdi; TBK. mad. 19) nedeniyle tapu iptâli ve tescil davası"nın terditli olarak açılabileceği, muvazaa hukuki nedenine dayalı davalarda zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığı–
Davacı alacaklı tarafından "kendisine borçlu olan davalı ile diğer davalı üçüncü kişi arasındaki işlemin, danışıklı (muvazaalı) olduğu, kendisini alacağından yoksun bırakmak amacıyla yapılmış olduğu" ileri sürülerek BK. 18 (şimdi; TBK. mad. 19) dayanılarak iptâl davası açılabileceği, muvazaanın onlara karşı işlenmiş bir "haksız fiil" niteliğinde olduğu, bu davanın dinlenebilmesi için, davacı-alacaklının ayrıca "aciz belgesi"ne dayanmak zorunda olmadığı, davadan muvazaanın varlığının anlaşılması halinde, İİK. 283/I'e göre "iptâl ve tescil olmaksızın taşınmazın haciz ve satışının istenebileceğine" karar verilmesi gerekeceği–
6183 sayılı Kanun uyarınca, kamu alacağından dolayı en geç, tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde iptâl davası açılabileceği, bu sürenin "hak düşürücü süre" olduğu–
İstihkak davasına karşı icra mahkemesinde (tetkik merciinde) «karşılık dava» olarak açılacak iptal davasının bir süreye bağlı olup olmadığı–