Haczedilmezlik şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olduğu, takibin tarafı olmayan 3. kişilerin bu konuda şikayet hakkı bulunmamakta ise de; şikayet konusu haciz müzekkeresinde “ileride hisse senedi veya ilmühaber çıkarılması halinde borçlunun çıplak payına düşen hisse senetlerinin ya da ilmühaberlerin borçluya verilmeyip, icra dairesine teslim edilmesine, borçluya çıplak payı ile ilgili bütün tebligatların bundan böyle icra dairesine yapılması ve borçlunun muvafakatinin alınması gereken bütün müşterek tasarruflar ve kararlar için borçlu ortak yerine icra dairesinin muvafakatinin alınmasına” denilmekte olduğundan, bu kısım bakımından icra müdürünün şirket ortağı yerine geçtiği ve 3. kişinin hukuki yararı olduğu görülmekle bu kısım yönünden değerlendirme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Takibin tarafı olmayan 3. kişinin haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı yoksa da, şikayet konusu haciz müzekkeresinde “ileride hisse senedi veya ilmühaber çıkarılması halinde borçlunun çıplak payına düşen hisse senetlerinin ya da ilmühaberlerin borçluya verilmeyip, icra dairesine teslim edilmesine, borçluya çıplak payı ile ilgili bütün tebligatların bundan böyle icra dairesine yapılması ve borçlunun muvafakatinin alınması gereken bütün müşterek tasarruflar ve kararlar için borçlu ortak yerine icra dairesinin muvafakatinin alınmasına” denilmekte olduğundan, bu kısım bakımından icra müdürünün şirket ortağı yerine geçtiği ve 3. kişinin hukuki yararı olduğu görülmekle bu kısım yönünden değerlendirme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
TTK’nun 133. maddesine göre, sermaye şirketlerinde alacaklıların, alacaklarını, o ortağa düşen kâr veya tasfiye payından almak yanında, borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların, 09.6.1932 tarihli ve 2004 sayılı İİK’nun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebilecekleri- Haczin, istek üzerine, pay defterine işleneceği- Anonim şirketlerde, paylar için pay senedi veya pay ilmuhaberi çıkartılmamışsa, borçlunun şirketteki (çıplak) payı, icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedileceği (İİK. m. 94/1 C.3), buna göre, çıplak pay hissesinin haczine karar veren icra müdürünün, bu hacizle ilgili muhafaza tedbiri almak için mahalline (anonim şirket merkezine) gitmek zorunda olmadığı- İcra müdürünün, İİK’nun 94/l-3 hükmüne göre, anonim şirkete bir ihbarname (bildiri) göndermekle de yetinebileceği-
Doğması muhtemel alacakları için İİK. 89 uyarınca haciz ihbarnamesi gönderilebileceği, bu alacakların haciz tezkeresi yazılması suretiyle haczinin mümkün olmadığı- İİK. 89’a göre düzenlenen ihbarnameyi alan üçüncü kişi bakanlık ile borçlu arasında süregelen ticari ilişki bulunduğu sabit olup, üçüncü kişi cevabında, "derdest alacak davası nedeniyle ileride alacak tahakkuk etmesi halinde şikayetçi haczinin de ilk haczi koyan icra müdürlüğüne bildirileceğini" belirttiğinden, şikayetçi tarafça paylaşıma konu bedel üzerine konulmuş geçerli bir haczin bulunduğunun kabulü ile sıra cetvelin ilişkin şikayetin incelenmesi gerektiği-
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; yedieminlik ücretine dayalı olarak yapılan icra takibine itirazın iptali istemi ilişkin eldeki davanın İİK’nın 88/6. maddesinden mi yoksa İİK’nın 95. maddesinden mi kaynaklandığı, görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğu, buradan varılacak sonuca göre davalının dava konusu yediemin alacağından sorumlu tutulup tutulmayacağı-
MTV alacağının yediemin ücretinden önce ödenip ödenmeyeceği hususu icra mahkemesinde şikâyet yolu ile çözülebilirse de; yediemin ücretinin tespitinde yedieminin kendi tarifesi yerine Adalet Bakanlığınca belirlenen ücret tarifesinin uygulanacağına ilişkin belirleme ve yediemine ödenecek ücretin ne kadar olacağının tespit edilmesinin genel mahkemelerde yapılacak yargılama ile çözülebileceği-
İstihkak davalarında geçerli bir haczin bulunmasının dava şartı olduğu, hüküm kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerektiği- Taşınırlarda haczin geçerli olabilmesi için haczi yapan memurun haciz iradesinin belirli bir şekilde haricileşmiş olmasının yeterli olduğu- Kanunda açıklanan ayrıcalıklı durumlar dışında fiili el koyma ve muhafaza tedbirinin gerekli olmadığı- 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 88. maddesinin birinci fıkrasında, bu genel kural ile ilgili istisnai hallerin sayıldığı, madde metninde geçen taşınır eşyalar söz konusu olduğunda haciz merasiminin tamamlanabilmesi için, haczedilen eşyaların fiilen el konularak icra dairesinde muhafaza edilmesi gerektiği-
İcra dairesinin haciz bildirisini alan anonim şirketin, çıplak payın haczedildiğini şirket pay defterine işlemek zorunda olduğu; çıplak pay haczinin, şirket pay defterine işlenmemiş olsa bile, haciz bildirisinin anonim şirkete tebliğ edildiği tarihte yapılmış sayılacağı (İİK. 94/I)- Anonim şirket hisselerini temsil etmek üzere çıkarılan ve kıymetli evrak sayılan geçici pay senedi ilmuhaberlerinin haczi için ise fiilen el konulmasının zorunlu olduğu (İİK. 88)- Ticaret sicil müdürlüğüne müzekkere yazılmak suretiyle anonim şirket hisselerine haciz uygulanması üzerine, şirketlerin "hisse senetlerinin hamiline hisse senedi olarak düzenlendiği ve şirketler nezdinde borçlulara ait fiziken bir hisse senedi bulunmadığını" belirttiği ve Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün mahkemeye "şirketlerin tedavüle çıkan pay ile ilgili bir bilgi bulunmadığını" bildirildiği anlaşıldığından, bilirkişi aracılığıyla haciz müzekkeresinde adı geçen anonim şirketlerin resmi kayıt, defter ve belgeleri incelenmek suretiyle, haczin yapıldığı tarih itibariyle pay senedi çıkarılıp çıkarılmadığı araştırılarak, İİK 94. ve 88. maddeleri uyarınca değerlendirme yapılıp bir karar verilmesi gerektiği-
İcra müdürlüğünce dosyada bulunan paranın ödenmesinin icra takip işlemi mahiyetinde olmadığı- Taşınmazların ihalesi ve ihaleye ilişkin satış bedellerinin tahsili işlemi, iflasın ertelenmesi davası kapsamında borçlu şirket hakkında verilen tedbir ara kararından önce olup, satış bedellerinin hak sahibine ödenmesinin tedbir kararına aykırılık teşkil etmeyeceği-
İİK. 89 uyarınca gönderilen "haciz ihbarnamesine karşı", üçüncü kişi bankanın, borçluya ait hesap üzerinde rehin hakkının olduğunu ileri sürmesi, haciz ihbarnamesine itiraz niteliğinde olup, alacaklının, İİK. 89/4 uyarınca, üçüncü kişinin cevabının aksini icra mahkemesinde ispat ederek cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebileceği- Üçüncü kişinin, "haciz müzekkeresine karşı", borçluya ait hesap üzerinde rehin hakkı bulunduğunu ileri sürmesi ise, istihkak iddiası niteliğinde olup, icra müdürünün istihkak prosedürüne göre işlem yapması gerektiği-