Eser sözleşmesi uyarınca alacak istemine ilişkin davada, davacının daha önce yine aynı sebeple açtığı davadan feragat ettiği ve tarihsiz taahhütnamede bu feragatten sonra yapılan veya yapılacak olan işlere dair bir ibare olmadığı, kaldı ki taahhütname içeriğinden bu metnin davadan feragatten önce yapıldığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan gabine dayalı tapu iptali ve tescil davası kamu düzeni ile ilgili olmadığından ve davada taraf olmayan kişilerin haklarını etkilemeye yönelik bir istek de bulunmadığından, davalının davayı kabul etmesi halinde, mahkemenin kendiliğinden hak düşürücü süreyi gözeterek davanın reddine karar veremeyeceği-
Feragat halinde, mahkemesince bir karar verilmesi gerektiğinden hükmün bu nedenle bozulması gerektiği-
Miktarı beşbin Türk Lirasını geçen belediye uyuşmazlıklarında belediye meclisinin bu yönde bir kararı olmaksızın belediye başkanının temyizden feragatinin mümkün olmadığı-
TMK. mad. 676/1-3 uyarınca, tapulu taşınmazlara ilişkin paylaşma sözleşmesinin geçerliliğinin tüm mirasçıların katılımı ile yazılı şekilde yapılmasına bağlı olduğu ve TMK. mad. 678 uyarınca da muris sağ iken yapılacak miras payı devrine ilişkin sözleşmelerde murisin bizzat imzasının bulunması halinde hukuki sonuç doğuracağı- Murisin sağlığında, bütün mirasçılar ve murisin katılımı ile yapılmış yazılı taksim sözleşmesinin varlığı kanıtlanamdığından, davacıların davasının başarıya ulaşma imkanının olmadığı-  Davayı kabul eden davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik yoksa da, yemin teklifinde bulunulan davalıların duruşmaya katılmamaları nedeni ile bu davalılar yönünden de davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu- Geçerliliği şekle tabi olan sözleşmenin Kanunun aradığı şartlarda düzenlenmemiş olması halinde, bu konuda karşı tarafa yemin teklif edilemeyeceği-
Davalı kadın, boşanma davasından önce açtığı bağımsız tedbir nafakası davasından feragat etmekle tedbir nafakası isteğinden geriye dönük olarak vazgeçmiş olduğundan, tedbir nafakası istemediği yönünde iradesini bildiren davacı yararına iradesinin aksine dava tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilemyeceği, ancak tedbir nafakası her an doğup işleyen alacak niteliğinde olduğundan, feragat tarihinden itibaren nafakaya hükmedilmesi gerektiği-
Dava dilekçesinde hangi davacı için ne kadar maddi tazminat talep edildiği açık olmadığından HMK'nın 31. maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma ödevi doğrultusunda dava dilekçesinde hangi davacı için ne kadar tazminat talep edildiğinin ayrı ayrı açıklattırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Hükme esas alınan hesap bilirkişi raporu davalı vekiline tebliğ edilmediğinden savunma hakkı kısıtlanmış olan davalı vekiline hesap bilirkişi raporunun usulünce tebliğ edilip, ortaya koyacağı delillerin toplanıp savunması çerçevesinde değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Davacılar vekilinin vekaletnemede de yetkisi bulunduğu üzere feragat ettiği davalı yönünden davanın kabulü hükmü verilmesinin doğru olmadığı-
Her ne kadar 15/12/2014 tarihli dilekçe davacı alacaklı vekilinin feragat beyanını kapsıyor ise de beyan içeriğinden hakkın özünden ve davanın esasından feragat edilmediği, davanın süresinden önce açılmasından dolayı feragat edildiği, tahliye davasından ileriye dönük feragat edilmediği bu durumda 6100 sayılı HMK.nun 309. maddesi anlamında bir feragatten bahsedilemeyeceği-
Davacı vekilinin davalının ibraname tarihinden sonraki kısmi feragat beyanının, önceki ibranın tüm takip dosyası alacağına yönelik olması nedeniyle geçerli olmadığı, bu nedenle mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
6552 sayılı Kanun'dan yararlanmak için davasından feragat eden davacının Kurum'a yapmış olduğu başvurunun reddi halinde "sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceğinden" feragate rağmen davacının her zaman dava açma hakkı bulunduğu gibi, feragat olsa dahi kurumun re'sen tescil yetkisini bulunduğu-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • kayıt gösteriliyor