Yerleşik Yargıtay uygulamasında, ölüme bağlı tasarrufun ve iptal sebebinin öğrenildiği tarih yani bir yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak, vasiyetnamenin açılıp okunduğu tarih veya hazır olmayanlar için tebliğ tarihi olarak kabul edilmekte olduğu- Her hâlde vasiyetnamelerde açılma tarihinden, miras sözleşmelerinde mirasın geçmesi (miras bırakanın ölümü) tarihinden itibaren on yıl geçmekle iyi niyetli davalılara karşı iptal davası açılamayacağı- İptal davaları, dava olunanın kötü niyetli olması hâlinde yirmi yıllık hak düşürücü süreye tabi kılınmış olduğu - Buradaki iyi niyetin, TMK’nın 3. maddesinde düzenlenen iyi niyet olduğu ve dava olunan kişinin ölüme bağlı tasarrufta iptal sebebi bulunduğunu bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde, buna rağmen ölüme bağlı tasarruftaki bağış ve menfaatleri kendisine mal etmesidir. Kötü niyetin bulunması için, dava olunan kişinin böyle bir tasarrufun yapılmasına sebebiyet vermiş olması şart olmadığı - Yirmi yıllık sürenin başlangıcı hakkında da hak düşürücü sürenin başlangıcı hakkındaki esasların uygulanacağı-
Mahkemece TMK.'da belirtilen tenkis ilkeleri gözönünde bulundurulmadan ve bozma ilamına uyulmasına karşın bozma gerekleri yerine getirilmeden, terekenin aktifi ve pasifi ile değerleri tespit edilmeden hüküm kurulduğunun anlaşıldığı, tenkis davalarında tereke mevcudunun (temlik içi-temlik dışı) mahkemece re'sen araştırılmasının zorunlu olduğu, o halde mahkemece, davacıların tenkis talebi yönünden kanunda belirtilen sıra ve yöntem izlenmek suretiyle gerekli işlemlerin yapılması sonrasında, alanında uzman tenkis bilirkişisinden rapor alınması suretiyle hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekeceği-
Mirasbırakanın vasiyetnanme ile davalıya kazandırma yaptığı, olayda çekişmeli taşınmazın ölünceye kadar bakma akdi ile devredilmediği açık olup  vasiyetnamenin mutlak tenkise tabi olacağı gözetilerek tenkis hesabı yaptırılması, bu konuda uzman bilirkişi veya bilirkişiler kurulundan denetime elverişli rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği--
Tenkis (indirim) davasının, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardan olduğu-
Tenkis davasında saklı payların ihlal edilip edilmediğinin anlaşılabilmesi için aleyhine tenkis davası açılmamış olan tenkise tabi sağlararası karşılıksız kazandırmanın da kağıt üzerinde net terekeye eklenerek hesaba katılması gerektiği-
Tenkis istemine ilişkin davada, tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihinin kullanması söz konusu olamayacağından daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmayıp davalıdan tercihi sorularak sür'atle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenerek bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmesi gerektiği-
Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanun'un 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanun'un 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekeceği-
Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşulun mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlararası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olduğu- Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesinin kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkün olacağı- Miras bırakanın TMK. mad. 506 uyarınca belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediğinin bulunan rakam üzerinden hesaplanacağı- Tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemeyeceği- Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda veya saklı payın ihlal kastının varlığının kesin olarak anlaşıldığı diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK. mad. 570 uyarınca öngörülen sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekeceği ve bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralının gözetilmesi gerekeceği- Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağının araştırılması gerekeceği ve bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmesi gerekeceği- Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde 564. maddedeki tercih hakkının gündeme geleceği, böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihini kullanmasının söz konusu olamayacağı ve daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmayacağı- Davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca süratle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmesi ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmesi gerektiği-
Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK. mad. 570 uyarınca sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlararası tasarrufları dikkate almak gerekeceği ve işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği, birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralının gözetilmesi gerektiği- Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkının gündeme geleceği ve davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihini kullanmasının söz konusu olamayacağı, daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmayacağı ve o zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca süratle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenerek bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verileceği- Mirasbırakanın taşınmazın parasını ödeyerek aldığı, ancak yurtdışında bulunması sebebiyle oğlu N. üzerine tescil ettirdiği iddiasının gizli bağış iddiası olup ispatlanması halinde tenkise tabi olacağı-
Davacılar dava dilekçelerinde "vasiyetnamenin iptali, olmadığı takdirde tenkis talebi"nde bulunduklarından, mahkemece, TMK.nun tenkise ilişkin hükümleri doğrultusunda da inceleme ve araştırma yapılması ve ilgili dosyanın da incelenerek, sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor