Boşanmaya sebep olan olaylarda; maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı, boşanma sonucu bu eşin maddi desteğini yitirdiği ve bu olayların davalının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşıldığından, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davalı (koca) yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Hakimin, tazminat miktarını saptarken, bir yandan kişilik hakları zedelenen tarafın, ekonomik ve sosyal durumunu ve boşanmada kusuru bulunup bulunmadığını ve varsa kusur derecesini, fiilin ağırlığını; öbür yandan da, kişilik haklarına saldırıda bulunanın kusur derecesini, ekonomik ve sosyal durumunu göz önünde bulundurması gerekeceği- Boşanmanın eki niteliğindeki tazminatlar boşanma hükmünün kesinleşmesi ile muaccel (ödenir) hale geleceğinden, faize de bu tarihten itibaren hükmedilmesi gerekeceği-
Ayrı yaşamada haklı olan eşin diğer eşten tedbir nafakası isteyebileceği-
Davacının önceki nafaka artırım davasının açıldığı tarih ile bu tarihten 14 ay sonra açılan artırım davası arasında geçen 14 ay boyunca davacının ihtiyaçlarını artıp, davalının gelirinde de en az ÜFE oranında bir iyileşme olduğu, nafakanın ÜFE endeks artış oranında ve TMK'nun 4. maddesi uyarınca arttırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Ayrı yaşamda haklı olan eşin diğerinden tedbir nafakası talebinde bulunabileceği-
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanması ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılması gerekeceği-
Okumakla olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebileceği, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi gerekeceği-
Eğitimine devam eden reşit bireyin kendi emek ve geliriyle yaşananı sürdürmekten yoksun ise anne ve babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebileceği, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi gerekeceği-
Hakimin, yoksulluk nafakası takdirinde, nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile, nafaka yükümlüsü kocanın gelir durumu arasında bir oranlama yaparak, taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyarak bir karar vereceği-
Tarafların gerçekleşen sosyo-ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaç düzeyine, özellikle davacı annenin de çalıştığı ve müşterek çocuğun bakım ve eğitim masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunduğu gözetildiğinde; takdir edilen iştirak nafakası miktarı fazla olup, daha uygun miktarda nafaka takdiri gerekeceği-