Borçlunun tasarrufu olmayan bir işlem için açılan tasarrufun iptali davasının reddine, borçlunun oğluna yaptığı satışın ise iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali davasının, kötüniyetli dördüncü kişiler aleyhine de açılabileceği-
Tasarrufun iptali davalarının "borçlu", "borçlu ile hukuki işlemde bulunan veya borçlunun ödeme yaptığı kişiler" ile "bunların mirasçıları"na ve "kötüniyetli dördüncü kişiler"e karşı açılabileceği–
Borçlu ile bir ilgisinin olmayan bir taşınmazı satın almış olan davalıya husumet düşmeyeceği- İİK. mad. 284 uyarınca tasarrufun iptali davasının 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılabileceği-
Aracın satışının yakın akrabalar arasında yapıldığı gerekçesi ile davalı üçüncü kişi yönünden tasarrufun iptali davasının kabulü ile davacının araç üzerine davalı davalı dördüncü kişinin rehninden önce haciz koydurduğunun ve alacağını öncelikle tahsil imkanının bulunması karşısında davalı dördüncü kişi aleyhindeki davanın ise husumet nedeniyle reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Borçlu ile kardeşi arasında yapılan tasarrufların iptali gerektiği- 4. kişi hakkındaki davanın kabul edilebilmesi için kötü niyetli olduğunun davacı alacaklı tarafından kanıtlanması gerektiği- 4. kişinin kötiniyetinin kanıtlanamaması halinde, borçlu ile hukuki muamelede bulunan davalı 3. kişinin, borçlu davalının taşınmazı elden çıkardığı tarihteki keşfen belirlenen gerçek değerini geçmemek kaydıyla ve de alacak ve fer'ileriyle sınırlı olmak üzere nakden tazminata mahkum edilmesi gerektiği-
Davacının açtığı tasarrufun iptali davasında taşınmazın asıl malikinin kooperatif olması ve borçlu olarak da kooperatif aleyhine takip yapılmış olmasından dolayı davaya kooperatifin de dahil edilmesi ve diğer şartların araştırılmasına geçilmesi gerektiği- Borçlunun kendi adına kayıtlı mallar üzerinde tasarruf yapması ve bu tasarruflar için iptal davası açılması mümkün olduğu gibi borçlunun mamelekinin aktif bölümünü azaltıcı işlemler yapması ya da aktifini artırıcı işlemleri yapmamasının da tasarrufun iptali davalarına konu yapılabileceği- İcra takibinin dava açıldıktan sonra yapılmış ve kesinleşmiş olması dahi mümkün olduğundan davanın reddine gerekçe olarak "genel kurula alındığı sırada kesinleşmiş bir alacak bulunmaması" şeklindeki bir gerekçenin de doğru olmadığı-
İİK.'nun 282. maddesine göre borçlu ve borçlu ile hukuki işlemde bulunan üçüncü kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, davada taraf gösterilmeyen üçüncü kişi için taraf teşkili sağlanıp deliller toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Vekaletnamelerin iptali gereken tasarruf işlemi niteliğinde olmadığı, borçlunun mal varlığında her hangi bir eksilme olup olmadığının ileri sürülmediği, davacı tarafın kamu alacağını borçlu ve borçlu ile işlemde bulunan kişiler ile şirket ortak ve yöneticilerinden koşulların oluşması halinde 6183 s. K. ve 213 s. K'da öngörülen usuller çerçevesinde icra takibi yapmak suretiyle tahsil edebileceğinden, borçlular tarafından verilen vekaletnamenin iptali istemine ilişkin davanın kabul edilemeyeceği-
Davalılar arasında ticari ilişki bulunduğu anlaşıldığından, davalı 3. kişinin aradaki ticari ilişki nedeniyle borçlunun amacını ve durumunu bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK 280/1 madde gereğince iptale tabi olduğu- Taşınmaz devri, mutad ödeme olmadığından, tasarrufun, İİK. mad. 279/1-II gereğince de iptale tabi olduğu- Dava konusu taşınmaz davalı borçlu tarafından davalı 3. kişiye satıldıktan sonra, davalı 3. kişi de dava dışı 4. kişiye  taşınmazı sattığından, mahkemece davacı vekiline İİK. mad. 282 ve 283/2 gereğince seçimlik hakkı hatırlatılarak 4. kişinin davaya dahil edilmesi halinde adı geçen 4. kişiye dava dilekçesi tebliğ edilerek davacının ve davaya dahil edilecek kişinin bildireceği delillerin toplanması ve tasarrufun iptale tabi olup olmadığının belirlenmesi; 4. kişi A.'in davaya dahil edilmemesi veya kötüniyetli olduğunun ispatlanamaması halinde ise davanın bedele dönüşeceği gözönüne alınarak dava konusu tasarrufun tasarruf tarihindeki gerçek değerinin belirlenmesi için taşınmaz başında keşif yapılarak uzman bilirkişilerden alınacak rapor sonucuna göre davalı 3. kişinin davacının takip konusu alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak nakden tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi gerektiği-