Faktoring sözleşmelerine, uygulamada "Alacağın Temliki" hükümleri uygulandığından, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun "Akdin Şekli" başlıklı 163. maddesi(6098 TBK mad.183 vd ) uyarınca yazılı şekilde yapılması gerektiği- Bununla birlikte, faktoring şirketlerinin kıymetli evrakı temellük edebilmeleri için kıymetli evrakın temel ilişkiye ait yazılı belgelerle doğrulanması ve tevsik edilmesinin şart olduğu- Bu durumda, özellikle yönetmelikte "....kambiyosenetlerine dayalı olsa bile.... ” ibaresine yer verilmesi de dikkate alındığında, faktoring ilişkisinde ciranta ile hamiller (faktoring şirketleri) arasındaki ilişkinin kambiyo ilişkisi olmayıp, alacağın temliki ilişkisi olduğu- Davalı ciranta ile davalı hamil arasındaki ilişki kambiyo ilişkisi olmayıp, alacağın temliki ilişkisi olduğundan dava konusu çekleri keşide eden borçlu davacının, temel ilişkiye dayalı bedelsizlik defini, temel ilişkiye taraf olmayan, ancak bu çekleri ciro yoluyla iktisap etmiş olan davalı faktoring şirketine karşı ileri sürülüp süremeyeceği meselesinin 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 599 ve 737. maddeleri hükümlerine göre değil, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 167/1.maddesi hükmüne göre belirlenmesi gerektiği- Kaldı ki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 599/son maddesinde alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ait hükümlerin saklı olduğunun da açıkça kabul edilmesi gerektiği- 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu hükümlerinin uygulanabilmesinin ön koşulunun, faktoring sözleşmesinin 13.12.2012 tarihi ve sonrasında gerçekleşmiş olması olduğu-
Senede karşı senetle ispat kurallarının senedin tarafları için geçerli olduğu-Külli halef sıfatı bulunan mirasçıların senede karşı açtıkları davada da iddialarını senetle ispatlamaları gerektiği-Ancak mirasçıların külli halef olarak değil de kendi miras haklarına dayanarak dava açmaları durumunda muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü deili ile ispatlayabilecekleri-
TTK’da yer alan ve kambiyo hukukuna ilişkin ilkeleri belirleyen kuralların kişiden kişiye değişebilen “hayatın olağan akışı” şeklindeki subjektif bir takım değerlendirmelerle ortadan kaldırılamayacağı- Kambiyo senetlerinde imzaların istiklali (bağımsızlığı) ilkesinin uygulanmasının istikrar kazandığı-
Poliçeden dolayı kendisine müracaat olunan kimsenin, keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan def'ileri müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremeyeceği; ancak, hamil poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde bu def’iler ileri sürebileceği- Takip alacaklısının kötüniyetli olduğu iddia ve ispat edilmediği gibi, senet metninde de tüketici sözleşmesi nedeniyle verildiğine ilişkin bir ibare bulunmadığından ve icra mahkemesinin dar yetkili bir mahkeme olması, borçlunun senet lehtarı ve cirantası olması karşısında, TKHK’nın 6/A maddesi gereğince senedin nama yazılı düzenlenmesi gerektiği iddiasını hamile karşı ileri sürmesinin (TMK. 2) çelişkili davranış yasağını oluşturduğunun kabul edilmesi gerektiği-
Davalı bonoya ciro yoluyla hamil olduğundan keşideci ile lehtar arasındaki şahsi def'ilerin hamile karşı ileri sürülebilmesi için 6762 sayılı TTK'nun 599. maddesi uyarınca hamilin kötü niyetle senedi iktisap ettiğinin ispatı gerektiği-
Borçlunun lehtara karşı ileri sürebileceği şahsi def’ilerini iyiniyetli hamile karşı ileri süremeyeceği-
Takipte bulunan hamilin kötü niyetli olduğu ispat edilmediği sürece, takip borçlusunun keşideci veya önceki hamillerden biri ile kendi arasında mevcut olan ilişkiye dayanan def’ilerini hamile karşı ileri süremeyeceği—
  • kayıt gösteriliyor