TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkisinin Kaynakları > - Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri > - A. Sorumluluk > - IV. Özel durumlar > - 1. Ölüm ve bedensel zarar > Madde 54 - b. Bedensel zarar
Polis Merkezi Amirliği'nde görev yapan davacının resmi motorsiklet ile seyir halindeyken yaptığı trafik kaza sonucunda sakat kalması üzerine açtığı tazminat davasının adli yargı yerinde görülmesi gerektiği-
Ödeme ya da ibra borcu sona erdiren işlemlerden olduğundan, hüküm kesinleşinceye kadar taraflarca her zaman ileri sürülebileceği- İhbar olunan A.Ş.'nin sunduğu belgeye göre, karar tarihinden sonra ihbar olunan AŞ ile davacı taraf arasında mutabakatname-ibraname düzenlendiği, anlaşma mukabilinde ödeme yapıldığı anlaşıldığından, bunun davaya ve müşterek müteselsil borçlu konumundaki davalılar yönünden etkisinin değerlendirilmesi gerektiği-
Haksız tahrik altında kasten adam öldürmeye ilişkin ceza davasında, davalı, 18 yıl hapis cezasına mahkum olduğundan, tahrik oranının %50 olamayacağı anlaşıldığına göre kusur indiriminin %25 oranında olacağı kabul edilerek, davacılar lehine destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi gerektiği- Davaya konu olayda; olay tarihi, olayın işleniş biçimi, davalının kusurunun ağırlığı gözetildiğinde, davacılar yararına daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği- Davacılar arasında, ihtiyari dava arkadaşlığı olduğundan, davacıların ayrı ayrı tazminat talep etmiş olmaları da dikkate alınarak kabul edilen tazminat miktarı üzerinden her biri için ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri gerektiği- Dava dilekçesinde tazminat için faiz talebinde bulunulmadığı, ıslah dilekçesi ile hükmedilecek maddi tazminata faiz uygulanmasının talep edildiği ancak fakat faiz başlangıç tarihinin belirtilmemiş olduğu anlaşıldığından, ıslah tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiği-
Davacı olay tarihinde 18 yaşını doldurmamış olup, 18 yaşına kadar gelir elde edemeyeceği, bu döneme ilişkin zarar hesabının yapılmayacağı, davacının 18 yaşından itibaren gelir elde edeceği kabul edilerek maluliyet zararının kapsamı belirlenmesi gerektiği-
Davacının, davalının haksız eylemiyle yaralandığı sabit olduğundan, olayın oluş şekline ve yaralanma derecesine göre maddi ve manevi tazminat istemlerinin değerlendirilmesi gerektiği-
Davacının gerçek doğum tarihi, hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda belirtilen doğum tarihinden farklı olması sebebiyle davalı aleyhine sonuç doğuracak şekil karar alındığı ve beden gücü kaybı zararının da buna göre hesaplandığı anlaşıldığından, hesap bilirkişisinden ek rapor alınarak zarar kapsamının belirlenmesi gerektiği-
Kaza, davalının çalışanı olan sürücü desteğin şirkete ait servis hizmetini yerine getirirken meydana gelmiş olup, servis hizmeti de bir tür destekleyici işletme faaliyeti niteliğinde olduğundan, söz konusu işletmesel faaliyetin doğası gereği işletme sınırları içinde yapılması zorunluluğunun bulunmadığı- Taraflar arasında düzenlenen poliçede de, her türlü işletme faaliyetinin teminat kapsamı içinde olduğu hususu vurgulanmış, trafik kazalarından doğan zararlarında teminat dışı bırakıldığı gibi bir özel şarta da yer verilmemiş olduğu, söz konusu teminatların da işletmenin sınırları içinde doğacak zararlarla da sınırlandırılmamış olduğu, davalı Sigorta A.Ş.’nin “Üçüncü Şahıs Mali Mesuliyet ve Mamul sorumluluk Sigortası” bakımından da sorumlu olduğu- "Poliçenin Genel Şartlar’a göre amacının, mamullerin imal dağıtımının kusurlu ve ayıplı olması sebebiyle üçüncü şahıslar tarafından ileri sürülecek bedeni (ölümlü- ölümsüz) ve maddi zarar ve ziyan talepleri olduğu", “… Motorlu nakil vasıtalariyle römorkların, motorlu bisikletlerin ve her nev'i hava nakil vasıtalarının kondüktörleri, zilyetleri (detenteur) veya sahiplerine karşı ileri sürülen mutalebeler..” in teminat kapsamı dışında bırakıldığı, somut olaydaki trafik kazasının işletme faaliyeti kapsamında olmadığı gibi Genel Şartlar uyarınca da talebin teminat kapsamı dışında kaldığı" şeklindeki görüşlerin HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği- Kaza, sigortalının işletme faaliyeti kapsamında gerçekleştiği ve davalı sigorta şirketinin “Üçüncü Şahıs Mali Mesuliyet ve Mamul sorumluluk Sigortası” yönünden de sorumluluğunun bulunduğu-