Nişanın hukuken geçerli olması için belli bir rituel içinde yapılmış olması, nişanın duyurulması(ilan edilmesi) ve aile bireylerinin şahitliği çerçevesinde yapılması gerektiği- Gayri resmi şekilde bir araya gelmiş tarafların nişanlılığından bahsedilemeyeceği; buradan hareketle, taraflar arasındaki ilişkinin aile hukuku prensiplerine göre değil, borçlar hukuku kurallarına, özellikle de haksız eyleme ilişkin hükümlere göre değerlendirilmesi gerekeceği-
Davalının satın alımında hiçbir katkısının bulunmadığı fakat taraflar arasındaki saygıdan dolayı davalı adına tapuya tescil edilen davacıya ait taşınmazda, davacının katkı payının belirlenmesine ve aile konutu şerhinin tapu kaydına işlenmesine yönelik uyuşmazlığın Aile Mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Görevin kamu düzenine dair olup mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerektiği- Dava görevli Aile Mahkemesi'nde açıldığı halde, uyuşmazlığın hatalı nitelendirilmesi sonucunda görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesinin usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirdiği-
Tarafların bir süre birlikte yaşayıp, tatile gitmelerinin aralarındaki ilişkinin "nişanlanma" (TMK. mad. 118) kapsamında değerlendirilmesi için yeterli olmadığı, bu sebeple hediyelerin iadesine ilişkin yapılan icra takibine yapılan itiraz üzerine, itirazın iptali istemiyle açılan davanın da aile mahkemesinde değil genel mahkemede görülmesi gerektiği- Mahkemenin görev alanına girmeyen davada esas hakkında hüküm kurmasının isabetsiz olduğu-
Evlilik birliği bulunan taraflar arasında iadesi istenen ziynet eşyası, para, hediye ve masrafların nişan için yapıldığı anlaşıldığından, bu konuda açılan davanın da aile mahkemesinde görülmesi gerekeceği-
Nişan ve resmi nikah olmadan birlikte yaşamaya dayalı tazminat isteklerine yönelik uyuşmazlıkların asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Davacı ile davalının nişanlandıktan sonra düğün yaparak gayri resmi olarak biraraya geldikleri ve uzun süre birlikte yaşadıkları, bu durumda nişandan ve yasal olarak korunması gereken bir birliktelikten söz edilmesi mümkün olmadığından, haksız fiilden kaynaklanan uyuşmazlığın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülerek sonuçlandırılmasının gerektiği-
Gerçekte evli olan birisinin bir başkasıyla yeniden nişanlanma akdi yapamayacağı, şayet yapılmış ise, yapılan bu akdin geçersiz olup, yasal anlamda nişan akdi olarak kabulünün olanaksız olduğu, ayrıca, karı-koca gibi tarafların birlikte yaşaması da değerlendirildiğinde eylemin haksız fiil niteliğinde olduğu, bu durumda da Aile Mahkemesi tarafından yargılama yapılmasının mümkün olmadığı-
Nişanlanma kapsamında değerlendirilemeyen birliktelikteki hediyelerin iadesine yönelik davanın genel mahkemede görülmesi gerektiği-
Uyuşmazlık, TMK'nun 328/2.maddesi uyarınca 364/son maddesi kapsamında yardım nafakasına ilişkin olup, aile hukukundan (TMK.md.118/494) doğan iş bu dava; 4787 sayılı Aile Mahkemesinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4.maddesi gereğince Aile Mahkemesinde görülmesi gerekeceği-
  • 1
  • 2
  • kayıt gösteriliyor