Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarına göre; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasar poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne, aksi halinde reddine karar verilmesi gerekeceği-
İddia olunan trafik kazasının varlığını ve varsa araç sürücüsünün kusurunu ispat yükünün davacıya ait olduğu, mahkemece öncelikle savcılık dosyası, kazaya ilişkin tüm belgeler, olay yeri görgü ve tespit tutanağı, olayın meydana geliş şekli ve yeri göz önünde tutularak, davacıda oluşan yaralanmanın meydana geliş şekli itibari ile aracın motorsiklete sol tarafından çarpması (tanık beyanına göre) sonucu gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hususlarının doktor bilirkişi ve trafik bilirkişisi tarafından değerlendirilerek kazanın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumları konusu ayrıntılı, denetime elverişli şekilde aydınlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Trafik kazası sonucunda ölüm nedeni ile rücuen tazminat istemi-
Trafik kazasında işgöremez hale gelen dava dışı 3. kişiye tazminat ödeyen davacının ödediği bedelin, kendi sigortalısı olan davalıdan rücuen tahsili istemli davada, davacının rücu hakkının doğumu için, kazanın münhasıran alkol etkisinde meydana geldiğinin, uzman bilirkişi heyetinden alınacak raporla saptanması gerektiği ve rücuya konu edilen zararın teminat dışı kaldığını ispat yükünün davacı sigortacıda olduğu, somut biçimde ispat edilememesi halinde rücu hakkının doğmayacağını kabulün zorunlu olduğu da gözönünde bulundurularak; kazanın meydana gelmesine etki edebilecek hava- yol- trafik durumuna ilişkin tespit sağlayacak eksik kalan delillerin toplanması ile İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü gibi kuruluşlardan seçilecek iki trafik uzmanı ve bir nörolog bilirkişiden oluşan bilirkişi kurulundan, tüm dosya kapsamı dikkate alınmak suretiyle, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka unsurların da kazada etkili olup olmadığının tespiti hususlarında ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak, davacının rücu hakkı olup olmadığının belirlenmesi gerektiği; daha sonra maluliyet oranı ile tazminat hesabı konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki, trafik kazası nedeniyle rücuen tazminat davasında, sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanarak sonuca göre bir değerlendirilme yapılması gerektiği-
Paket turun hiç gerçekleştirilememiş olması hâlinin “Seyahat Yurtdışı Poliçesi Özel Koşulları Kitapçığı”nın 22. maddesinde belirtilen “veya acentenin kusuruyla gereği gibi yerine getirilememesi hâlinde” ifadesinin maddede sayılan üç hâlin dışında bağımsız bir teminat olduğu ve bu ifadenin paket turun hiç gerçekleştirilememesi hâlini de teminat kapsamına aldığının kabulü gerektiği- Poliçede ayrıca teminat dışı hâller de belirtilmiş olup, paket turun hiç gerçekleştirilememesi hâli teminat dışı hâller arasında sayılmadığından, TTK. mad. 1409/2 gereğince; sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya ait olduğundan ve davalı sigorta şirketi rizikonun teminat kapsamı dışında kaldığını ispatlayamadığından, paket turun hiç gerçekleştirilememiş olması hâlinin sigorta poliçesi teminatı kapsamında olduğu kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Yeşil kart sigorta poliçesi kapsamında ödenen tazminatın, davalı sigortalıdan rücuen tahsili istemi- Sürücünün alkollü olmasının, tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmeyeceği, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığını sigortacının ispat etmesi gerektiği- Davacı sigortacının rücu hakkının doğumu için, kazanın münhasıran alkol etkisinde meydana geldiğinin, uzman bilirkişi heyetinden alınacak raporla saptanması gerektiği- Rücuya konu edilen zararın teminat dışı kaldığını ispat yükünün davacı sigortacıda olduğu ve bu hususun somut biçimde ispat edilememesi halinde rücu hakkının doğmayacağını kabulün zorunlu olduğu da gözönünde bulundurularak; kazanın meydana gelmesine etki edebilecek hava- yol- trafik durumuna ilişkin tespit sağlayacak eksik kalan delillerin toplanması ile İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü gibi kuruluşlardan seçilecek iki trafik uzmanı ve bir nörolog bilirkişiden oluşan bilirkişi kurulundan, tüm dosya kapsamı dikkate alınmak suretiyle, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka unsurların da kazada etkili olup olmadığının tespiti gerektiği-
Kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada, davacı, aracının park ettiği pazar yerinden çalındığını ileri sürerek karakola müracaat etmiş, davalı sigorta şirketine olayla ilgili ihbarda bulunmuş olup, davacının feragat dilekçesi vermesinin, aracını bulduğunu düşünmesinden kaynaklanmadığı, ayrıca feragat iradesini sakatlayan başka bir unsurun da iddia ve ispat edilemediği açık olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Tutanak mümzilerinin yeniden tanık sıfatı ile dinlenerek kendilerine kazaya karışan davacı araç sahibi üzerinde yaralanma, kan izi veya çizik görüp görmedikleri hususunun sorulabilir mi? Sigortacının, rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde meydana geldiğini somut delillerle kanıtlanması gerektiği- Kaza tarihinde kolluk güçleri tarafından düzenlenen tutanakta, "...sürücü olduğunu iddia eden sürücü belgeli ve alkolsüz kişinin 'araçta yalnız olduğunu, uyuması sonucu kaza yaptığını' beyan ettiği, ancak araç bulunduğu yerden kaldırıldıktan sonra incelendiğinde aracın muhtelif yerlerinde kan birikinti ve izlerine rastlandığı, ... sürücüden başka kişi veya kişilerin bulunduğu, sürücü olduğunu iddia edende yaralanma, çizik ve kesik izleri bulunmadığı, kaza yapan sürücü portresi çizmediği ve yapılan mülakatta da sorulan sorulara inandırıcı cevaplar veremediği, kazanın belirtilen km ve noktada meydana geldiği, ancak sürücünün o kişi olmadığı kanaatinin oluştuğunun" belirtildiği; Yargılama aşamasında ifadesine başvurulan tutanak tanıkları yeminli beyanlarında özetle; "...mal sahibi olduğunu beyan eden şahsın aracı yeni aldığını, .. kasko sözleşmesinden faydalanmazsa işlerinin bozulabileceğini, aracı kullanan kişinin kendisi değil de şoförünün olduğunu göstermelerini istediğini, kendisinin alkollü olduğu için sürücü olarak yazılması hâlinde kaskodan parasını alamayacağını söylediğini..." ifade ettikleri görüldüğünden, davalı sigorta şirketinin, rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde gerçekleştiğini ispat ettiğinin kabulü gerektiği-
Mahkemece nöroloji uzmanı ve trafik konusunda uzman bilirkişilerin yer aldığı bir bilirkişi heyetinden kusur oranlarının, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin ve başka unsurların da kazanın meydana gelmesinde etkili olup olmadığının tespiti hususlarında bir rapor aldırılması, kazanın münhasıran alkolün etkisiyle gerçekleştiğinin anlaşılması durumunda sonucuna göre tazminata hükmedilmesi gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • kayıt gösteriliyor