Davalının, üçüncü kişi olan diğer davalıya borcuna karşılık dava konusu taşınmazı vekâleten bedelsiz olduğu hâlde satış göstermek suretiyle vekâlet görevini kötüye kullanarak devrettiği; bu şekilde vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözetmediği ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı - Üçüncü kişinin, taşınmazın vekile ait olmadığını bildiği ve vekilden olan şahsi alacağına karşılık mahsuplaşmak suretiyle edindiğinden bedel ödenmediği nazara alındığında iyiniyetli olmadığı bu nedenle üçüncü kişi ile vekilin çıkar ve işbirliği içerisinde birlikte hareket ettiklerinin kabulü gerektiği-
Azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkilin avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü olduğu, haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle ve kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebileceği, buna arşılık haksız azil halinde ise avukatın hangi aşamada olursa olsun üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahip olduğu- Davacının davalı tarafça azlinin haklı olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli ve denetime elverişli olduğu gözetilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna uygun olduğu-
Yargıtay'ın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabileceği-
Davacının hangi işleri takip edeceğine ilişkin olarak düzenlenmiş herhangi bir sözleşme veya başkaca bir belge bulunmadığından azlin haklı olduğunun davalı tarafça ispatlanmadığı, avukatın dosyaya vekaletname sunarak dilekçe vermesinin ücretin doğması için yeterli olduğunu-
Bir yılda 4 kez sunulan mazeretlerin dosyanın bilirkişide olduğu dönemde olduğu, ihmal nedeniyle hak kaybına uğranıldığına ilişkin somut bir delil sunulamadığı- ........Asliye Hukuk Mahkemesinin ........ E. sayılı dosyasının kesin süreye riayetsizlikten verilen usulden red kararının temyiz edilerek kararın bozulduğu, bundan sonra davanın feragatle sonuçlandığı- Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'na karşı açılan davaların kazanılmasına rağmen cebri icra yoluna başvurulması ve 17 adet iptal kararı neticesinde davalı aleyhine 17x150= 2.550,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi çıktığı- Vekalet ilişkisi kapsamı ve söz konusu takip dayanağı davaların kazanılması göz önüne alındığında sırf bu sebeple takibin iptaline sebebiyet vermenin haklı azil sebebi olamayacağı- Takipteki iptal nedeniyle ödenen miktarın bakılan ve kazanılan dosya sayısı itibariyle çok düşük bir meblağ olup davacının kusurlu olduğunu göstermediği, diğer dosyalar yönünden davacının özenli davranma yükümlülüğünün ihlal edildiği iddiasının ispatlanamadığı-
Tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere davalı kayıt malikinin o yörede yaşayanlar tarafından bilinen iş insanı olduğu, dava konusu taşınmazın satışına yönelik vekâletname dahi düzenlenmeden arsa alımı aracılık sözleşmesinin düzenlendiği bu durumun davalıların el ve iş birliği içerisinde hareket ettiklerinin göstergesi olduğu, bilirkişi ek raporuna göre dava konusu taşınmazın devir tarihi itibariyle davalı vekil tarafından diğer davalıya tespit edilen rayiç bedelin çok altında bir bedelle temlik edildiği, davalı kayıt malikinin kardeşi olan dava dışı kişi tarafından şirket hesabından satışın yapıldığı gün para çekilmesine ilişkin sunulan dekont ödeme belgesi olarak kabul edilemeyeceğinden satış bedelinin davacıya ödendiğinin de ispat edilemediği, dosya kapsamı ve toplanan delillere göre davalı vekilin vekil eden davacının iradesine uygun davranmadığı davalıların el ve iş birliği içerisinde hareket etmek suretiyle davacıyı zararlandırdıklarının sabit olduğu- "Davacı ile davalı vekil arasında ortak kazanç ve iş birliği amacı ile birbirlerine temlikname ve vekâletnameler vermek sureti ile yakın ilişki kurulduğu, taşınmazın değerinin düşük belirlenmesinin tek başına kötüniyetin ispatı için de yeterli olmadığı bilirkişi raporunda belirlenen taşınmazın devir tarihindeki bedeli ile alım satım bedeli arasında fahiş fark bulunmadığı, davacı tanığının satışı öğrendiğinde davacıyı da haberdar ettiğini belirtmesine rağmen davacının, vekili uzunca bir süre vekillikten azletmediği, taşınmazının kendisinden habersiz satıldığını öğrenen bir kimsenin vekilini hemen azletmesi gerekirken iki yıla yakın bir zaman sonra azletmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, eldeki davada ispat yükünün davacı üzerinde bulunduğu, davacının davalıların el ve iş birliği içerisinde hareket etmek suretiyle kendisini zararlandırdıklarını ve vekil vasıtasıyla taşınmaz satın alan davalının kötüniyetli olduğunu usulünce ispat edemediği, bu nedenlerle direnme kararının onanması gerektiği" görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüşün kurul çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Davacıların murisi tarafından vekil kılınanın, dava konusu taşınmazlarda davacılara ait payları eşi olan diğer davalıya satış yoluyla temlik ettiği somut olayda; davacı tarafça vekâletnamelerin hile ile alındığı ve vekâlet görevinin kötüye kullanıldığının ispat edilemediği- Vekâletnamelerin farklı amaç ve söylemlerle alınarak kötüye kullanıldığının davacılar tarafından ispat edilmesi gerektiği- Devrin kardeşler arasında yapıldığı ve mahkemece tespit edilen bedel gözetildiğinde, vekâlet görevinin kötüye kullanıldığını gösterecek bir farkın da bulunmadığı- Tanık beyanlarının vekâlet görevinin kötüye kullanıldığı olgusunun kabulü için yeterli olmadığı-
Haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebileceği, haksız azil halinde ise avukatın, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahip olduğu- Avukatın temyiz süresinin kaçırdığı dosya incelenerek, kararı temyiz edilmiş olsaydı, davalının zararının azalacağı ya da ortadan kalkıp kalkmayacağı öncelikle tespit edilip, sonucuna göre azlin haklı olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği-
Davacı avukatların sözleşme gereği tahsil edilmeyen icra dosyaları için makbuz düzenlemek suretiyle sözleşmeye aykırı davrandıkları anlaşıldığından azlin haklı olduğu- Avukatlık Hizmet ve Hukuki Danışmanlık Sözleşmesi de gözetildiğinde, azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşen işlerden dolayı % 2 oranında vekalet ücreti talep edilebileceği-
Vekilin, sadakat borcu gereği müvekkilin yararına olacak davranışlarda bulunmak ve ona zarar verecek davranışlardan kaçınmak zorunluluğunun bulunduğu-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • kayıt gösteriliyor