Bir taşınmazın kadastro öncesinde kendisine ait olduğunu iddia eden tarafın, kadastro tespiti sırasında bu taşınmaz başkası adına tespit görürse, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki sebeplere dayanarak ve 12/3. Maddesindeki on yıllık hak düşürücü sürede dilerse taşınmazın tapusunun iptali ve kendi adına tescilini isteyebileceği; dilerse taşınmazın bedelini tespit malikinden tazminat olarak isteyebileceği- Davacı, kadastro öncesi dönemde taşınmazın kendi mülkiyetinde olduğunu ileri sürerek elinden çıkan mülkiyetin tazmin edilmesini istediğinden, üzerindeki muhdesat veya müştemilatın bedelini istemediğinden davanın başkasının arazisine imalat yapılması ve fidan dikilmesini düzenleyen 4721 sayılı TMK'nın 729, 722 ve 723. maddeleri muvacehesinde ele alınmasının hatalı olduğu, eldeki davada bu hükümlerin uygulama imkanı bulunmadığı-
Taşınmazın orman vasfıyla hükmen tescil ile Hazine adına kayıtlı olarak tescil edildiğinden orman parseli üzerinde meydana getirilen muhdesatlara yasallık sağlayacak şekilde tespit kararının verilemeyeceği- Tapu kaydının beyanlar hanesinde taşınmazın bir kısmının 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığı yazılı bulunduğuna göre, dava konusu fındık ağaçlarının tamamının veya bir kısmının orman dışına çıkartılan sahada kalıp-kalmadığı kesin olarak belirlendikten sonra, orman olan sahada kalan muhdesat ile ilgili davanın reddi, orman dışında bulunan yani 2/B kapsamında bulunan muhdeat ile ilgili ise davanın kabulü gerektiği-
Orman parseli üzerinde meydana getirilen muhdesatlara yasallık sağlayacak şekilde tespit kararının verilemeyeceği-
Muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı- Taşınmaz üzerinde bulunan tek katlı evin, tek katlı biçerdöver garajının, tek katlı traktör garajının ve tek katlı deponun davacı tarafından meydana getirildiği sabit olduğundan muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerektiği-
Taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğunun kabul edileceği-
Taşınmazın tesciline esas belgeler (tapulama/kadastro tutanağı, mera, yaylak, kışlak kütüğü, Kadastro Mahkemesi dosyası) getirtilerek davaya konu muhtesatların üzerinde bulunduğu taşınmazın niteliği yöntemine uygun biçimde araştırılıp soruşturulmalı, mera veya aktif su yatağı olup olmadığı duraksama olmaksızın belirlenmeli, taşınmazın belirlenecek niteliğine göre davacının taşınmaz üzerindeki muhtesatlar yönünden dava hakkının bulunup bulunmadığı düşünülmeli, dava hakkının bulunduğu kabul edildiği takdirde; kamulaştırmaya ilişkin evraklar ve kroki de eklenerek, taşınmazın hangi kısmının kamulaştırmaya konu olduğunun belirlenmesi, fen bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporu ve krokisindeki muhdesatlar, kamulaştırma krokisi ile çakıştırılarak, muhdesatların bulunduğu bölümün kamulaştırılıp kamulaştırılmadığının tespit edilmesi ve bu hususları gösterir rapor alınması, toplanan ve toplanacak tüm delillerin sonucuna göre bir hüküm verilmesi gerektiği-
Başkası adına tapulu veya tapusuz bir taşınmazın kamulaştırılması halinde, taşınmazda malik olmayan ancak üzerindeki muhdesatı meydana getiren kişilere muhdesatın kamulaştırma bedelinin kendisine verilmesini sağlama amacıyla zilyetliği tespit davası açma hakkı tanınmış ise de, kamuya ait mera, yaylak, kışlak, genel harman yeri, orman, aktif dere yatağı niteliğindeki taşınmazların özel mülkiyete konu olamayacakları, bu taşınmazların zilyetlikle edinilemeyecekleri, bu nedenle de bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde meydana getirilen muhtesatlara hukuki değer verilemeyeceği göz önüne alındığında, dava konusu taşınmazın niteliğinin araştırılıp soruşturularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyet aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı-
Kamuya ait mera, yaylak, kışlak, genel harman yeri, orman, aktif dere yatağı niteliğindeki taşınmazların özel mülkiyete konu olamayacakları, bu taşınmazların zilyetlikle edinilemeyecekleri, bu nedenle de bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde meydana getirilen muhdesatlara hukuki değer verilemeyeceği-
Zeytin ağaçları ile evin 2.katının davacılar murisi tarafından meydana getirildiği sabit olduğundan bilirkişi raporlarının da gösterdiği üzere, zemin üstü 1.katın (2.katın) davacılar tarafından meydana getirildiği-