Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeUyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti, hüküm altına alınan alacakların hesap yöntemi, faiz başlangıç tarihleri ve ikramiye alacağına uygulanacak faiz türü hususundadır...
Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeUyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti, hüküm altına alınan alacakların hesap yöntemi, faiz başlangıç tarihleri ve ikramiye alacağına uygulanacak faiz türü hususundadır...
Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeUyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti, hüküm altına alınan alacakların hesap yöntemi, faiz başlangıç tarihleri ve ikramiye alacağına uygulanacak faiz türü hususundadır...
Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeUyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacaklarının bulunup bulunmadığı hususundadır...
Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeUyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti, hüküm altına alınan alacakların hesap yöntemi, faiz başlangıç tarihleri ve ikramiye alacağına uygulanacak faiz türü hususundadır...
696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacaklarının bulunup bulunmadığı- Dava dilekçesindeki talebe rağmen, bilirkişi raporunda hesaplama yapılması ve dosyasının değerlendirilmemesinin bozma sebebini oluşturduğu- Dava dilekçesinde toplu iş sözleşmesinde öngörülen ikramiyeye ilişkin düzenlemelere yönelik bir talep mevcut olmadığı ve davacı vekili tarafından fark ikramiye alacağı talebinde bulunulduğu ve fark ikramiye alacağının hesaplanmasında hüküm doğrultusunda hesaplama yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği-
Davacı vekili tarafından fark ikramiye alacağı talebinde bulunulduğu ve fark ikramiye alacağının hesaplanmasında uyuşmazlığa konu olan hüküm doğrultusunda hesaplama yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği- Dava dilekçesindeki talebe rağmen, bilirkişi raporunda hesaplama yapılması ve mevcut dosyanın değerlendirilmemesinin bozma sebebi olduğu-
İşe iade başvurusu için Kanunda herhangi bir başvuru usul ya da yöntemin öngörülmediği- İşçi tarafından yazılı ya da ispat edilmesi koşuluyla sözlü olarak dahi başlama iradesinin gösterilmesinin yeterli olduğu- Bir başka anlatımla önem arz eden hususun iyi niyetli (işe) başlama çabasının karşı tarafa ulaştırılması olduğu- Davacı işçi tarafından işe iade kararının kesinleşmesi üzerine yasal on iş günü içinde işe iadesine karar verilen ortak girişim X ve Y işyerlerine ayrı ayrı ihtarname gönderilerek işe başlatılma talebinde bulunulduğu, X'e tebligat yapıldığı hâlde, adi ortaklığı oluşturan diğer ortak Y’nin işe iade kararı ve ticaret sicilinde belirtilen adresine çıkartılan tebligatın ise adresten taşınması nedeni ile iade edildiği- Tebligatlar şirketlerin işe iade kararı ve ticaret sicilinde kayıtlı adreslerine çıkarıldığından, Y Şirketinin resmi kayıtlarda belirtilen adresine tebligat yapılamamasının sorumluluğunun davacı işçiye yüklenemeyeceği- TBK 638/3 uyarınca, ortakların üçüncü kişiye karşı ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan aksi kararlaştırılmadığı müddetçe müteselsilen sorumlu oldukları- Bozma kararından “adi ortaklığı oluşturan diğer ortağın da işe başlatma yükümlülüğü bulunmaktadır.” ifadesinin çıkartılması gerekmediği-
Davacı işçi tarafından işe iade kararının kesinleşmesi üzerine yasal on iş günü içinde işe iadesine karar verilen ortak girişim X ve Y işyerlerine ayrı ayrı ihtarname gönderilerek işe başlatılma talebinde bulunulduğu, X'e tebligat yapıldığı hâlde, adi ortaklığı oluşturan diğer ortak Y’nin işe iade kararı ve ticaret sicilinde belirtilen adresine çıkartılan tebligatın ise adresten taşınması nedeni ile iade edildiği- İşe iade başvurusu için Kanunda herhangi bir başvuru usul ya da yöntemi öngörülmediği- İşçi tarafından yazılı ya da ispat edilmesi koşuluyla sözlü olarak dahi başlama iradesinin gösterilmesinin yeterli olduğu- Bir başka anlatımla önem arz eden hususun iyi niyetli (işe) başlama çabasının karşı tarafa ulaştırılması olduğu- Tebligatlar şirketlerin işe iade kararı ve ticaret sicilinde kayıtlı adreslerine çıkarıldığından, Y Şirketinin resmi kayıtlarda belirtilen adresine tebligat yapılamamasının sorumluluğunun davacı işçiye yüklenemeyeceği- 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nu (TBK) 638/3. maddesine göre ortakların üçüncü kişiye karşı ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan aksi kararlaştırılmadığı müddetçe müteselsilen sorumlu oldukları- Bu nedenle TBK’nın anılan hükmü gereğince bozma kararından “adi ortaklığı oluşturan diğer ortağın da işe başlatma yükümlülüğü bulunmaktadır.” ifadesinin çıkartılması gerekmektiği-
Davacının imzası bulunmayan bordrolarda belirtilen fazla çalışma ücreti tahakkuk miktarlarının "banka kanalıyla davacıya ödendiği" davalı işveren tarafından ispatlandığından, ödenen miktarların, fazla çalışma ücreti alacağı tutarından mahsup edilmesi gerektiği- "Kısmi dava" olarak açılan davanın, ıslah dilekçesi ile "belirsiz alacak davası" olarak değiştirilemeyeceği- Fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları "ücret" niteliği taşıdığından, bu alacaklara mevduata uygulanan en yüksek faiz oranın uygulanması gerektiği- Islah dilekçesinde talep edilen "yasal faiz" ifadesinin 3095 s. K. m. 1'de düzenlenen yasal faiz olduğunun kabul edilmesi gerektiği, bu ifadenin "yasadan kaynaklı faiz" olarak geniş yorumlanamayacağı- Davacı vekili dava dilekçesinde talep edilen alacaklara ilişkin mevduat faiz talep etmişken, ıslah dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunarak ıslah edilen alacaklar bakımından faiz türüne ilişkin talebini değiştirme iradesini ortaya koymuş olup taleple bağlılık ilkesi uyarınca, ıslah dilekçesiyle artırılan miktarlar için ıslah tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması, ancak, (4857 s. İş K. m. 34) gereğince ödenmeyen ücret alacaklarına mevduata uygulanan en yüksek faiz oranın uygulanacağı hüküm altına alındığından, hükmolunan yasal faiz oranının en yüksek mevduat faiz oranını da aşmaması gerektiği- Fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerine dair ıslah dilekçesiyle artırılan miktarlar için ıslah tarihinden itibaren en yüksek mevduat faiz oranını aşmamak kaydıyla yasal faize hükmedilmesi gerektiği- "Davacı tarafın, 'kısmi dava' olarak açtığı eldeki davada fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları için en yüksek mevduat faizinin uygulanmasını talep ettiği, anılan alacakların İş Kanunu hükümleri kapsamında kaldığı, genel kanun niteliğinde olan TBK ve 3095 s. K.’da açıkça özel kanun veya sözleşme ile kararlaştırılmamışsa, yasal faiz uygulanacağının belirtildiği, 3095 s. K. kapsamına TBK ve TTK.'ya göre faiz ödemelerinin alındığı, İş Kanundaki faiz ödemelerinin kapsam dışı olduğu, dava konusu alacakların İş Kanunundan kaynaklandığı ve anılan Kanunla faiz türünün düzenlendiği, bu faizin İş Kanunundan yani yasadan kaynaklandığı, dolayısıyla istenilen alacakların niteliğine göre en yüksek mevduat faiz oranının uygulanması gerektiği, ıslah ile yasal faiz istenilmesinin bu talebi sınırlamadığı, taleple bağlılık ilkesine aykırı bir durumun söz konusu olmadığı" şeklindeki görüşün kabul edilmediği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • kayıt gösteriliyor