Dava, tasfiye halindeki anonim şirkete genel kurul tarafından atanan tasfiye memurlarının görev sürelerinin dolması sebebiyle, davacının alacaklı olduğunu ileri sürdüğü kamu alacaklarını tahsile yönelik süreçte muhatap bulunamadığından bahisle mahkemece şirkete tasfiye memuru atanması talebinden ibarettir..
İstihkak davasının, İİK'nin 97. maddesine göre genel hükümlere tabi olduğundan 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesine göre (1) Sayılı Tarifedeki nispi esas üzerinden harca tabi olduğu- Tüzel kişinin, tüzel kişiliğinin sona ermesi halinde, o tüzel kişinin taraf ehliyetinin de sona ereceği; ancak tüzel kişiliği sona eren anılan davalı şirketin yeniden ihyası ile sicile kaydedilmesi o tüzel kişi hakkında dava görülebileceği-
Ek tasfiye davasının yazılı yargılama usulüne tabi olduğunun kabul edilemeyeceği, ek tasfiyenin çekişmesiz yargı işi olduğu- "Eldeki davanın pay sahibi tarafından açılan bir dava olmadığı, davayı açan kişinin ek tasfiyesi talep edilen şirketten alacaklı üçüncü kişi olduğu, bu nedenle TTK’nın 1521. maddesinin eldeki davaya uygulanamayacağı, mevcut davanın yazılı yargılama usulüne göre görülmesi gerektiği"  şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
11. HD. 08.05.2018 T. E: 1357, K: 3340-
Taraflar arasındaki kooperatifin feshi ve tasfiye memuru atanması davası-
  • kayıt gösteriliyor