Terekenin yönetimi için görevlendirilen kimsenin, görevine giren hususlarda aynı zamanda miras ortaklığının temsilcisi olduğu, miras ortaklığı temsilcisinin de özel kayyım niteliğinde olduğu, terekenin resmen yönetilmesinde sulh hakimi ile yöneticinin işlemleri konusunda, niteliklerine uygun olduğu ölçüde vesayete ilişkin hükümlerin uygulanacağı, davacı terekenin yönetimi için yaptığı giderlerin tahsilini istediğine ve yönetim işlerinde sulh hakiminin denetimine tabi bulunduğuna göre, isteği incelemekle, asliye hukuk mahkemesi değil, sulh mahkemesinin görevli olduğu-

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı, 1977 tarihinde vefat eden mirasıbırakan Z.'nın terekesin ...