Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığından söz edebilmek için iki ayrı işverenin olması, mal veya hizmet üretimine dair bir işin varlığı, işçilerin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılması ve tarafların muvazaalı bir ilişki içine girmemeleri gerektiği- Davacı "temizlik işçisi olarak alındığını ancak hasta taşıma, çay yapma, bulaşık yıkama gibi işleri de yaptığını" iddia etmiiş, Davalı, "davacının kayıtlarında temizlik işçisi olarak göründüğünü, alındığı iş dışında çalıştırılmadığını" savunmuş, davacı tanığı "davacının temizlik hizmeti dışında hasta taşıma, evrak götürme, yatak düzeltme gibi işler yaptığını, hem üniversiteden hem de şirketten talimat aldıklarını" beyan etmiş, davalı tanığı ise, "davacının temizlik işçisi olarak alındığını ve çalıştığını" beyan etmiş olup, davacının muvazaa tespiti yapılan dönem sonrası işe girdiği ve davacının SGK kayıtlarında genel temizlik hizmetlerinde çalıştırıldığı görüldüğünden ve davacının baskın olarak alındığı iş dışında başka işlerde çalıştığını ispatlayamadığı, dosyadaki deliller karşısında davacı tanığının soyut ifadesi ile alacağın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu-

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı Uludağ Ünive ...