Davacının davalı şirketin yanlış bilgilendirme ve yönlendirmeleri ile zarara uğradığını, davacı adına davacının herhangi bir yazılı yada sözlü izni veya emri olmaksızın, talebinden çok daha yüksek meblağlarda kredi kullandırıldığını, kredi alımlarının usulüne uygun gerçekleştirilmediğini, kredi alımlarından sonraki hisse senedi alımlarının davacının iradesi dışında, emir ve talimatı olmaksızın gerçekleştirildiğini savunarak, davalıya ihtarname gönderilmesine rağmen davalı tarafça zararın da giderilmediğini ileri sürerek açtığı belirsiz alacak davasında talep edilen fiili zarar miktarı belirlenebilir olduğundan HMK'nin 107. maddesinde belirtilen belirsiz alacak davası açma koşullarının oluşmadığı; fiili zararın tahsili talebinin hukuki yarar bulunmadığından usulden reddi gerektiği- Davada bilirkişi incelemesine gidilmesinin belirsiz alacak davasının açılabilmesi için yeterli olmadığı, bilirkişiye başvurulmasına rağmen, davacı dava açarken alacak miktarını belirleyebiliyorsa, belirsiz alacak davası açılamayacağı- Davacının alacağının miktar veya değerini belirleyebilmesi için elinde bulunması gerekli bilgi ve belgelere sahip olmaması ve bu belgelere dava açma hazırlığı döneminde ulaşmasının da mümkün olmaması ve dolayısıyla alacağın miktarının belirlenmesinin karşı tarafın elinde bulunan bilgi ve belgelerin sunulmasıyla mümkün hale geleceği durumlarda alacağın belirsiz kabul edileceği-

Taraflar arasında görülen davada.....Mahkemesi’nce verilen 08/03/2016 tarih ve 2014/300-2016/165 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 06/02/2018 günü hazır bulunan davacı vekili.. ...