Dava konusu taşınmaz bölümlerini davalı uzun yıllardır kullanmakta olup, davacının dava tarihine kadar davalıya bir ihtarname keşide etmediği gibi bir ikazda da bulunmadığı gözetildiğinde, davalının taşınmazı kullanımının muvafakate dayalı olduğu, başka bir ifade ile taraflar arasında sözlü olarak ariyet akdi yapıldığı ve dava açılmakla muvafakatin geri alındığı, yani akdin feshedildiği ve davalının fuzuli şagil konumuna düştüğü kabul edilmelidir. Buna göre, işgal tazminatı ile davalının sorumlu tutulmasına olanak bulunmadığı açıktır. Hal böyle olunca; dava konusu yer bakımından davalının taşınmaza müdahalesinin devam edip etmediğinin açıklığa kavuşturulması ile ondan sonra bir hüküm tesisi, diğer taraftan, ecrimisil isteğinin de reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-

Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, tetkik hakimi E. S ...