Bir kimse, kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça niteliğinde yapı inşa edip, imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmışsa; kendi iradesinin dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamayacağı için, yasa koyucunun imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğu duyduğu- Çekişme konusu taşınmazın, imar öncesi parselde davalının, mülkiyet ya da sınırlı bir ayni hakkının veya tahsisten kaynaklanan kişisel bir hakkının bulunup bulunmadığının saptanması, davalının korunmaya değer bir hakkının tespiti halinde yapıların kaim bedelleri depo edildikten sonra elatmanın önlenmesine ve kal’e karar verilmesi; davalının imar öncesi korunmaya değer bir hakkı bulunmadığı takdirde bedel depo edilmeksizin elatmanın önlenmesine, kal’e ve ecrimisile karar verilmesi gerektiği-

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı ve ...