Davacının eklemeli olarak 1952 yılından itibaren 50 yıldır dava konusu taşınmazda zilyet olduğu, davacının babasının burayı imar ve ihya edip ev ve bahçe  olarak kullandığı, 30 yıl kadar önce babasının çocuklarına mallarını paylaştırdığı, davaya konu yerin davacıya düştüğü, davacının da ayrı şekilde aralıksız ve çekişmesiz olarak kullanmaya devam ettiği ve zilyetlikle kazanım koşullarının lehine gerçekleştiği, buna karşılık, davacının zorlayıcı yaptırım tehdidi altında 30.9.1997  tarihinde, 1.1.1991 tarihinden itibaren 6 yıl 9 aylık ecrimisil ödemesinin, doğmuş bulunan mülkiyeti talep hakkından feragat anlamına ve hazinenin üstün zilyetliğini kabul anlamına gelmeyeceği, davacının asıl amacının taşınmazı elinde tutmak ve sahip olmak olduğu-

Taraflar arasındaki “tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;Ankara 9.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 27.11.2002 gün ve 2002/231-802 sayılı kararın incelenmesi  davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay ...