İhtiyati hacze itirazı inceleyen mahkemenin icra dairesinin yetkisi hakkında karar veremeyeceği, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan takipte yetki itirazının doğrudan icra mahkemesine yapılması gerektiği (İİK. mad. 169)-
Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için bozma ilamında işaret edilen hususlarla ilgili ve bozmaya eylemli uyulması anlamına gelebilecek nitelikte başkaca hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadan dosyadaki mevcut belgelere göre ilk kararın aynen oluşturulmasının gerekeceği-
İcra ve İflas Kanunu'nun 257. maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve muaccel olmuş bir alacağın alacaklısı, ihtiyati haciz talebinde bulunabileceğinden ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 161. maddesine göre, alacağın istenmesine engel mahiyette bulunan zamanaşımı, ileri sürülmedikçe hakim tarafından kendiliğinden göz önüne alınamayacağından, mahkemece, "ihtiyati haciz talebinin, 6102 sayılı TTK'nın 814. maddesi uyarınca alacaklı hamilin ciranta ve keşideciye karşı müracaat hakkının zamanaşımına uğradığı" gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine" ilişkin karar verilemeyeceği-
Borçlu tarafından ‘ihtiyati haciz kararına dayanak teşkil eden senedin/çekin teminat amacıyla verildiği’ iddiasının yazılı belge ile kanıtlanması halinde –alacağın muaccel olması koşulu gerçeklememiş olacağından- mahkemece ‘ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği–
Satış isteme süresinin başlangıcının ihtiyati haciz tarihi olmayıp alacaklıya satış isteme yetkisi veren kesin haciz tarihi olduğu-
İhtiyati haciz kararı, icra takip işlemi olmayıp, yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce ya da sonra uygulanan ve HMK.'nun 389. ve izleyen maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir benzeri bir işlem olduğundan bir takip muamelesi sayılamayacağı- İcra takibinin durdurulmasının ihtiyati haczin infazına mani teşkil etmeyeceği- Menfi tespit davasında verilen ihtiyati tedbir kararının, davanın tarafı olmayan takip alacaklısı banka yönünden sonuç doğurmayacağı ve ona karşı hüküm ifade etmeyeceği-
11. HD. 31.05.2018 T. E: 2016/9643, K: 4201-
İhtiyati haciz kararı için red kararı temyiz edilmiş ise de, mahkemece davanın esası hakkında karar verilerek, taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verildiği UYAP kayıtları ile sabit olduğu bu nedenle de talebin konusu kalmadığından red kararının onanacağı-
Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesi gereğince muvazaa hukuksal sebebine dayalı iptal davalarında kural olarak üçüncü kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilecekleri- Danışıklı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi onlara karşı işleniş bir haksız eylem niteliğinde olduğu- Ancak üçüncü kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarara uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağının ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerekeceği- Muvazaa davasının borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçladığı- Davacının bu davadaki amacının alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamak olduğu- Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesinin ve aciz belgesi almasına gerek bulunmadığı- Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacının muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmekte olduğu- Davacının iddiasını kanıtlaması halinde, iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK. m. 283/I maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.