İnanç sözleşmesine dayalı alacak istemi- "Tutanak" başlıklı belgenin davadaki tarafların elinden sadır olmadığı, davada sonradan ileri sürüldüğü, davalı tarafça kabul edilmediği dikkate alındığında yazılı delil başlangıcı olarak değerlendirilemeyeceği- Davacının eşi ile davalı arasındaki telefon konuşmalarına ilişkin CD çözümü bir bütün olarak ele alındığında, davadaki taraflardan sadır olmadığı, konuşmalarda dava konusu hukuki uyuşmazlığı açıkça ikrar eden ibareler bulunmadığı dikkate alındığında bu delilin de yazılı delil başlangıcı olarak değerlendirilmeyeceği- Davanın başından itibaren inanç sözleşmesine dayanan davacının sonradan ileri sürdüğü üzere "aralarında adi ortaklık bulunduğuna" ilişkin iddiaya yönelik davasını bu yönden tümden ıslah etmediği- Davacı yan tarafından davada yazılı delil başlangıcı sunulamadığından tanık beyanına da itibar edilemeyeceği-
İhtiyati haczin alacaklının gıyabında uygulanmış olması halinde, alacaklının ihtiyati haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde takip talebinde bulunması gerekeceği—
Tüm dosya kapsamında bulunan delil ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde ihtiyati haciz şartları oluştuğundan, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına, davanın TBK 19. maddesinden kaynaklı tasarrufun iptali davası olduğu da gözetilerek, dava konusu taşınmazın borçlu M. tarafından diğer davalı M.'ye satılan 1/4 hissesi üzerine, mahkemesince ilerde arttırılıp eksiltmek üzere dava değeri üzerinden belirlenecek teminat ile ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
Talep, banka kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa yönelik ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkin olup, İİK’nın 68/b maddesine göre, hesap kat ihtarının borçlu adresine ulaştığı tarihin tebliğ tarihi sayılacağı- Kat ihtarı borçluların adresine tebliğe çıkarılmış; borçlulardan H. S. Y.'a tebliğ edilmiş, diğer borçlu N. M. Y.'a çıkarılan tebligat ise iade edildiğinden, mahkemece, TBK’nın 586/1 maddesinde düzenlenen "ifada gecikme ve ihtarın sonuçsuz kalması" koşulu gerçekleşmiş bulunduğundan, talebin kabulü gerekeceği-
Somut olayda, ihtiyati haczin şartlarının oluşup oluşmadığının İİK’nın 257. hükmüne göre, belirlenmesi gerekirken, dosya kapsamında "çekin, rehin cirosuyla verildiği"ne dair delil bulunmadığı halde, mahkemece, alacaklı sıfatını haiz olan tarafın banka olması nedeniyle, bankaların kredi müşterilerinden ciro yoluyla aldıkları çeklerdeki ciroların rehin cirosu olduğu kabul edilerek "ihtiyati haciz isteminin reddi"ne karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirdiği-
İhtiyati haczin alacağın tamamına ilişkin olarak alınacağı veya icra takibinin alınan ihtiyati hacizle bağlı olarak yapılacağı konusunda bir düzenleme bulunmadığı-
HUMK.nun4.ve 8.maddesi uyarınca alacağın tamamının çekişmeli olduğu belirtilerek görevli mahkemenin ... Asliye Ticaret Mahkemesi olması nedeniyle dilekçenin görev yönünden reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu-
Kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak likit nitelikte olup, alacaklı yararına İİK.’ nun 67/2. maddesi hükmü gereği tazminata karar verilmesi gerekeceği-
"Çekte ciro silsilesinin kopuk olduğu, en son hamilin keşideci şirket olduğunu ve bu kişinin önceki cirantaya ve bankaya kambiyo hukukuna dayalı başvurma hakkı bulunmadığı" gerekçesiyle "ihtiyati hacze itirazın kabulüne"dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
İhtiyati haczin dayanağı olan çek üzerindeki imzanın kendilerine ait olmadığı gibi, kambiyo senedi vasfında da olmadığını iddia ederek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasının talep edildiği; ancak ileri sürülen vakıalar İIK'nun 265.maddesinde belirtilen hususları kapsamadığından itirazın reddine karar verildiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.