Mehil vesikası verilmesi ve bilahare tehiri icra kararının sunulmasının sadece takibi olduğu yerde durduracağı, daha önce yapılmış hacizlerin kaldırılmasını sağlamayacağı-
İİK 40 maddesi gereğince Yargıtay bozma ilamından dolayı icra muamelelerinin duracağından bahisle icra müdürlüğünün ''Yargıtayın bozma kararı ile tüm işlemlerin durduğu'' gerekçesiyle alacaklının haciz talebinin reddine ilişkin kararının doğru olacağı-
İpoteğin fekki davası-
Akit tablosunda yer alan 3 aylık süre, faiz ödenmeden geçecek zamanı ifade etmekte olup, bu dönemin geçmesinden sonra talep tarihine kadar ana para ve eklentilerinin ödenmesi halinde ipoteğin kaldırılmasına karar verilebileceği-
Borçlu vekilinin 24.07.2014 tarihli talebinin kabulü ile icra müdürlüğü tarafından hacizlerin kaldırılmasından sonra, alacaklının talebi üzerine yapılan haciz işlemleri artık yeni bir haciz olup, ihtiyati hacizlerin infazının durdurulması yönündeki tedbir kararının devam ettiği süre içerisinde borçlu hakkında haciz işlemi yapılamayacağından, şikayete konu icra müdürlüğü kararları ve bu karara dayalı olarak yapılan haciz işlemlerinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Takip dayanağı ilam, bozulmuş olup yeniden yapılan yargılama sonucu iş mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ve bu karar kesinleşmiş ise de; İİK. mad. 40/2 uyarınca, borçlunun ‘‘hiç veya o kadar borcu olmadığı’’ henüz kati bir ilamla kesinleşmemiş olduğundan, icra takibi İİK mad. 40/1’e göre olduğu yerde duracağından hacizlerin kaldırılmasına karar verilemeyeceği-
İpotek akit tablosunda “aldığı 300.000,00 TL bedel mukabilinde diğer kredi için ............. lehine 1. derecede, faizsiz faiz ve 28.12.2018 süre ile ipotek tesis ettiği” açıklamasının bulunduğu, belirtilen bu sürenin açıkça ipoteğin süresi olarak gösterildiği, karz olarak alınmış (doğmuş) 300.000,00 TL borcun vadesinin ise akit tablosundan açıkça anlaşılamadığı, 13.2.2019 olan takip tarihi itibariyle süreli ipotekle ilgili MK’nın 883. maddesinin ikinci fıkrası henüz yürürlüğe girmediğinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinin süresinde yapıldığının anlaşıldığı, değişen içtihadımız uyarınca ipotek akit tablosunda yazılı 28.12.2018 tarihi vade tarihi olarak nitelenemeyeceği için bu tarihte alacağın muaccel olduğundan söz edilemeyeceği, o halde mahkemece, takipten önce gönderilen muacceliyet ihtarı bulunup bulunmadığı alacaklıdan da sorularak tespit edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken borçlu ve ipotek veren malik için muacceliyet ihbarına gerek bulunmadığı gerekçesi ile istemin reddinin isabetsiz olduğu-
İpotek tesisinden sonra, davacı (borçlu) kooperatifçe yapılan ödemelerin ipotek borcuna karşı yapıldığı açıklanmadığı için, davalı şirketin yapılan ödemeyi muaccel hale gelmiş dilediği alacağına mahsup etme hakkının olduğu, yüklenicinin inşaattan doğan alacağı için kanuni ipotek hakkının da mevcut olduğu, bu durumda, davacı tarafça kaldırılması istenen ipoteğin, inşaat masrafları olarak borçlanılmış bulunan 555.400.000. TL. için tesis edilmiş olduğunun kabulü ile davalı yüklenici tarafından davacı kooperatif aleyhine açılan istihkak alacağı davasının sonucunun beklenilmesi ve yüklenicinin bir alacağı olduğu saptandığı takdirde ipoteğin o miktar kadar geçerli olduğu gözetilmek suretiyle gerekli karar verilmesi gerektiği-
Alacaklının, ihtiyati haciz kararından sonra icra takibine başlamış olsa bile, ihtiyati haciz kararına itirazı inceleme görevinin, ihtiyati haciz kararını vermiş olan mahkemeye ait olduğu–
‘5 ay vadeli ve faizsiz olarak’ kurulmuş olan ipoteklerde, ipotek akit tablosunda belirtilen ‘5 aylık vade’ sözcüklerinin faiz ödemeden geçecek zamanı ifade etmekte olduğu, bu dönemin geçmesinden sonra talep tarihine kadar anapara ve eklentilerinin ödenmesi halinde ipoteğin kaldırılması gerekeceği–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.