3402 sayılı Kanun'un "bu tutanaklarda belirtilen haklara sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz" şeklindeki 12/3. maddesinin Hazine tarafından devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer iddiası ile açılan davalarda uygulanmayacağı- Hazine adına kayıtlı 533 parselin 1987 yılında yapılan ifrazı sonucu, dava konusu edilen 797 sayılı parselin oluştuğunun kayden sabit olduğu, bu haliyle de isteğin kadastro öncesi neden değil, kadastro sonrası neden olduğu, bu durumda olayda 3402 sayılı Kanun'un 12/3 maddesinin uygulama olanağının olmadığı-
Köy tüzel kişiliği adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisinin köy muhtarına ait olduğu, köy muhtarının hukuki bir engelinin çıkması durumunda bu yetkinin aynı Kanun'un 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanındığı-
Yolsuz tescil iddiasına dayalı davaların TMK.'nun 1024 ve 1025. maddesi hükmü uyarınca mülkiyet hakkına dayalı olarak her zaman açılabileceği-
İmar şuyulandırmasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanaksız kalacağı ve yolsuz tescil durumuna düşeceği, dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın ise iptalinin gerekeceği ve kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği, ancak, eksiği tamamlatılmak suretiyle getirtilen evraklardan, idarenin geri dönüşüm çalışmasını yaptıktan sonra Tokat Belediye Encümeninin 2.12.2008 tarih ve 1108 sayılı kararı ile 3194 Sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca yeni bir idari işlem tesis edildiğinin anlaşıldığı, anılan bu işlemle ilgili idari yargıda dava açılarak işlem iptal ettirilmedikçe eldeki davanın dinlenme olanağından söz edilemeyeceği-
398 ada 18 parsel sayılı taşınmazdaki 179/873 payını dava dışı Ö.'e satış suretiyle temlik ettiğini, daha sonra sırasıyla Ö.'in dava dışı Gürhan'a, Gürhan'ın da davalı Ö.'e yine satış suretiyle devrettiğini, ehliyetsiz olduğu dönemde hile ile taşınmazın elinden alındığını, davalı ile dava dışı ara maliklerin kötü niyetli olduklarını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline-
Önalım davasını tereke mümessili takip ettiğinden davacı artık sadece davayı açan mirasçılar değil mi­rasçıların tümü olup, iptal edilen payın da tereke adına, diğer bir ifadeyle tüm mirasçılar adına tescilinin zorunlu olduğu-
Tapu kayıtlarının oluşumundaki illilik prensibi karşısında mülkiyet hakkının illetini teşkil eden nedenin varlığına ya da yokluğuna delâlet edemeyeceği; değişik ifadeyle, ihalenin feshi isteklerinin reddedilmiş olması keyfiyetinin, temelde yolsuz tescil nedenini ortadan kaldırmayacağı-
Taşınmaz orman sınırları içinde olduğu halde yapılan arazi kadast­rosu ile yolsuz olarak tapu kaydı oluşturulmuş ise de bu ikinci kadastro yolsuz ve geçersiz olduğundan davacıya hiçbir zaman mülkiyet hakkını kazandırmayacağı- Bu tür kayıtlarda iyiniyetle edinme kuralının da uygulanamayacağı-
Tapu iptali ve tescil-
Kamulaştırma kararının tekemmülüyle birlikte taşınmaz mülkiyeti başkaca işleme gerek kalmadan idareye geçeceği, tescilin yokluğundan istifadeyle anılan taşınmazın belediyece imar şuyulandırması yoluyla eski malikleri adına kayden tescilinin yolsuz tescil olacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.