Sahte vekaletname ile oluşturulan yolsuz tescile dayalı tapu kaydında isim düzeltilmesinin istenemeyeceği-
Miras bırakanın bağış beyanının isim yanlışlığı dışında kızına yönelik olduğu husus eylemli kullanma ve tanıklarla kanıtlandığına göre kadastro teknisyenleri önündeki beyanın esas alınmasının ve buranın kız adına tescilinin gerekeceği, bir olur bildirimi içeren tesbit tutanağının, resmi akit tablosu gibi kaydınn temelini oluşturacağı-
Devletin, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlendiği, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağladığı, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğunu kabul ettiği, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunun olduğu- TMK' nin 1023. maddesine göre, tapu kütüğündeki sicile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımının korunacağı, aynı ilkeyi tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024. maddenin 1. fıkrasına göre, bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3. kişinin bu tescile dayanamayacağı-
İmar şuyulandırmasının dayanağı olan idari işlem iptal edilmiş olup bu durumda dayanıksız kalan kaydın iptal edilip kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekse de; çekişmeli parselin belediye sınırları içerisinde ve Belediyeye devri gereken taşınmazlardan ise Hazine talebinin reddi gerekeceğinden bilirkişiler vasıtasıyla yerinde incelemeler yapılıp kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespitinden sonra hüküm kurulması gerekeceği-
Hazine bakımından Türk Me­deni Kanunu'nun 1007. (eski 917) maddesin­den kaynaklanan bir zarar henüz ger­çekleşmediğinden, dava­cıların aktif dava ehliyetlerinin bulunmadığı-
Medeni Kanunun 706. Borçlar Kanununun 213 ve 238. maddeleri gereğince tapulu taşınmazların temlikinin genel kural gereği resmî şekil-de yapılması zorunlu ise de; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b. maddesinin bu kuralın istisnasını oluşturduğu (Kural olarak tapu dışı satımlar geçersiz (MK.705) ise de, ancak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde tapu dışı satıma geçerlilik tanınabileceği) -
İ.lı işleme dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin davada, ilk el durumundaki kişinin davada yer almasının sağlanması gerektiği- İ.lı işleme ilişkin tanık beyanı üzerinde durulması gerekeceği- Davacıların murisi tarafından yapılan temlikin, inançlı işlem olduğunun saptanması durumunda murisin herhangi bir borcunun bulunup bulunmadığının, borcun ödenip ödenmediğinin saptanarak herhangi bir borcunun olmadığının saptanması halinde, ara malikler davalılar ile son kayıt maliki olan davalının iyiniyetli olup olmadığının, bir başka ifadeyle TMK'nin 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacağının saptanması gerektiği-
Mahkemece imar parseli hakkında imarla oluşan sicil kaydının iptaline karar verilmeksizin eski hale ihya kararı verilmiş olması doğru olmadığı gibi, ihyasına karar verilen 5412 (1245) sayılı kök parselin kapsamında kaldığı anlaşılan ve imar planında "yol alanında" kalan kısmın, imar işleminin idari yargıda iptal edilmesiyle, bu işlemin kapsadığı tüm uygulamaların iptal edilmiş sayılacağı gözetilmeksizin, taşınmazın kısmen terkinine karar verilmesinin de isabetsiz olduğu- İhyasına karar verilen taşınmazın değeri üzerinden nispi karar ilam harcının hüküm altına alınması gerekirken "maktu harca" hükmedilmesi doğru olmadığı gibi taşınmazın değeri üzerinden davacı taraf lehine "maktu vekalet ücreti" yerine "nispi avukatlık ücretine" karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesinin ve dava kabul edildiği halde davalı Belediyeler lehine avukatlık ücreti taktir edilmesinin de yerinde olduğu-
4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesi gereğince dava konusu taşınmazın davalı adına oluşturulan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili isteği-
Davalı, tapu sicilinin güvenilirliği ve aleniyetinden istifade ederek sicilden edinen kişi konumunda olmayıp, sicilin dayanağı yok hükmündeki belgeden edinen ve ilk el konumunda bulunan kişi olduğundan, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.