Dava konusu taşınmazdaki payların belirlenme şekli ve imar öncesi değer farkı dikkate alındığında taşınmazın satış bedelinin payları oranında paylaştırılmasının, her bir kadastro parselinin imar parseline kattığı değer oranında faydalanması ilkesine aykırılık oluşturacağı- Arsaya isabet edecek satış bedelinin arsa malikleri arasında payları oranında değil, her bir kadastro parselinin imar uygulamasından önceki değeri oranında paylaştırılması kabul edildiğinden ve mahkemece satış bedelinin bu esasa göre dağıtılmasına dair verilen kararda direnilmesinin yerinde olduğu-
Davacının kısmi dava açabilmesi için, bu davayı açmada korunmaya değer bir hukuki yararının bulunmasının şart olduğu, hukuki yararın; dava konusuna ilişkin dava şartlarından olup, dava açıldığı anda var olması gerekeceği-
Mahkemece, kıymet takdirine itirazı içeren dilekçeye bakiye gider avansına ilişkin not yazılmaması ve tensip tutanağında verilen 7 günlük sürenin de şikayet tarihinden başlatılmış olması durumunda, borçlulara bakiye gider avansı yatırılmasına ilişkin usulüne uygun bir süre verilmesi gerektiği- Borçluların bakiye gider avansını yatırması durumunda; mahkemece, fesih nedeni olarak ileri sürülen kıymet takdirine ilişkin itirazların konusunda uzman bilirkişi marifeti ile keşif yapılmak suretiyle incelenerek, taşınmazın tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine karar verilmesi, muhammen bedelin altında olması halinde ise zarar unsuru oluşmayacağından ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, satış ilanının tebliğe çıkarıldığı tarihte yürürlükte bulunan 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 10., 21.ve 35.maddeleri hükümleri doğrultusunda borçlunun adrese dayalı kayıt sisteminde adresin mevcut olup olmadığı belirlendikten sonra tebliğ işleminin anılan madde hükümlerine ve dolayısıyla usulüne uygun olup olmadığı belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İİK. 128-a uyarınca yapılan başvurular (şikayetler) hakkında, tarafların duruşmaya gelmemeleri halinde mahkemece “dosyanın işlemden kaldırılmasına” karar verilemeyeceği-
Borçlunun adrese dayalı kayıt sisteminde kayıtlı adresinin bulunmaması halinde ipotek akit tablosunda yazılı adresine daha önce usulüne uygun tebligat yapılmamış olsa bile Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapılabileceği- İhalenin feshi isteminin 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra yapıldığından bahisle istemin reddine karar verilmesi gerekeceği- İhalenin feshi isteminin 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra yapıldığından bahisle istemin reddine karar verilmesi gerekeceği-
"İhaleye fesat karıştırıldığı yönündeki iddiaların soyut beyanlar olduğu", "kıymet takdirine itiraz etmeyen şikayetçinin bu hususa dayanarak ihalenin feshini isteyemeyeceği", "taşınmazın niteliği dikkate alındığında satış ilanının yerel gazetede yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı", "hissedarlara hazırlık aşamasında tebligatların usulsüz yapıldığının ilgililer tarafından ileri sürülmediği", "ihalenin feshi istemiyle açılan davanın ilgililerin tamamı tarafından kabul edilmediği" gözetildiğinde ortaklığın giderilmesi davası sonunda yapılan ihalenin feshi istemiyle açılan davanın reddi gerektiği-
Alacaklının sadece haciz talebinde bulunması veya sadece taşınmazın satışını istemesi yeterli olmayıp işlemin zamanaşımını kesmesi için gerekli masrafın da ödenmesi gerektiği-
Mahkemece, kıymet takdiri istemenin İİK.’ nun 106 ve 111. maddelerindeki süreleri kesmeyeceği, şikâyetçinin iki yıllık süre geçtikten sonra satış istendiği, haciz düştükten sonra istenen satışa itiraz edilmediği gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.