Temyiz isteminin yasal süre geçtikten sonra yapılmış olması veya temyiz edilmesi mümkün olmayan bir kararın temyiz edilmiş bulunması halleri dışında yerel mahkemenin temyiz istemini reddetmek gibi bir yetkisi olmadığı- Mahkemece, sıra cetvelinde üçüncü kişinin korunmaya değer hakkı bulunmadığı yönünde verilen hükmün, adı geçenin hukukunu etkilediğinden, üçüncü kişinin temyiz isteminin incelenmesi gerekeceği- İcra müdürlüğü’nce üçüncü kişinin alacak iddiasının araştırılmasından sonra sıra cetveli yapılmasına ilişkin verilen kararın alacaklı tarafından şikayet konusu yapıldığı anlaşılmakta olup, icra müdürlüğünce, şikayet tarihi itibarı ile yapılmış bir sıra cetveli bulunmadığından ve sıra cetveli yapılmasından sonra, ilgililerin sıra cetveline itiraz ve şikayetlerini bildirmeleri mümkün olduğundan, henüz sıra cetveli yapılmadan, sıra cetveline itiraz aşamasında ileri sürülmesi ve incelenmesi gereken hususlara dayanarak ve icra takip dosya alacaklısının üçüncü kişinin geçerli bir alacağının bulunmadığından bahisle sıra cetvelinde yer almaması gerektiğine yönelik başvurusunun bu aşamada dinlenemeyeceği-
Haciz konulan taşınmazın kaydında önceki tarihli hacizler bulunması ve bu hacizlerin miktarları itibariyle satıştan davacıya pay düşmeyeceğinin anlaşılması halinde haciz tutanağının geçici aciz vesikası olarak kabulü gerekeceği-
Davacı, olumlu veya olumsuz bir karar verilmeyen faiz talebi hakkında yeni bir dava açma hak ve imkanına sahip bulunduğuna göre; önceki hükmün davalının temyizi üzerine başka nedenlerle bozulmasından sonra verilecek yeni kararda, ayrı bir dava açmaya gerek kalmaksızın önceki kararda unutulan faize de hükmedilmesinin, menfaatler dengesine ve usul ekonomisine uygun olacağı-
Ortaklığın giderilmesi ilamının tarafı ve ihale konusu taşınmazın hissedarı olan şikayetçiye satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Taşıt rehninden dolayı rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte, takip talebi üzerine icra dairesince, İİK. mad. 150/d uyarınca, takibin kesinleşmesini beklemeden satış hazırlıkları işlemine başlanacağından, aracın yakalanmasıyla muhafazasına ve kıymet takdiri yaptırılmasına yasal bir engel bulunmadığı-
Kamulaştırma işleminin iptaline dair bir karar verilinceye kadar ortada hukuken geçerli bir kamulaştırma kararının mevcut olduğu; yürütmenin durdurulması kararı da verilmediğinden, idari yargıda görülmekte olan iptal davasının bekletici mesele olarak kabulünün mümkün olmadığı-
Dava konusu taşınmazın E–5 karayolu ile demiryolu arasında yol emniyet sahasında kalması, davalı idarece kamulaştırma kararı alınmasına rağmen sonradan kamulaştırmadan vazgeçilmesi, davalı idarenin eylemlerine bağlı olarak taşınmazın kullanım ve taşınmaza fiilen ulaşım imkanının bulunmaması, imar mevzuatı yönünden de taşınmazdan yararlanma olanağının olmaması, bu haliyle idarenin eyleminin, davacıların mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir nitelikte bulunmasına göre, mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacıların, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, başka bir deyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği-
Şikayete konu edilen menkullerin ipotek kapsamında mı yoksa finansal sözleşme kapsamında mı kalıp kalmadığına ilişkin olduğundan, buna dair şikayeti inceleme yetkisinin asıl takibin yapıldığı yerin bağlı olduğu icra mahkemelerine ait olduğu-
Mahkemece, İİK.nun 278. maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığının incelenmesi gerekeceği, aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs.nin araştırılması gerekeceği, keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemlerin, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceğinin, ayrıca ticari işletmenin veya işyerindeki ticari emtianın tamamının ve mühim bir kısmının devri halinde de tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastının irdelenmesi gerekeceği, öte yandan İİK.nun 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin de takdir olunması gerekeceği-
Bankadan "müşterek borçlu ve müteselsil kefil" sıfatıyla, borçlu ile birlikte kredi alan üçüncü kişinin, borçlunun mal kaçırma kasdını biliyor farzedileceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.