Kadastro tespitine itiraz ile tapu iptali ve tescil istemi- İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davalı vekilinin istinaf dilekçesinin, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Kanun’un 341/2 nci ve 352/1 inci maddeleri kapsamında reddine karar verilmesini müteakip 22.07.2021 tarihli ve 7251 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesi ile 3402 sayılı Kanun’a eklenen ek madde 6 hükmünün yürürlüğe girmiş olması karşısında, bu hükmün somut olaya uygulanıp uygulanamayacağı, buradan varılacak sonuca göre İlk Derece Mahkemesince verilen kararın miktar itibariyle kesin hüküm niteliğini haiz olup olmadığı- 
Kamulaştırma parasının artırılması veya azaltılması davalarında değer biçme komisyonunun biçtiği değerle mahkemece seçilen bilirkişi kurulunun biçtiği değer arasında önemli orantısızlık bulunduğu takdirde aynı usuller çevresinde yeni bilirkişi kurulları teşkili suretiyle değer biçtirilmesi zorunlu olduğuna ve bu gibi hallerde İstimlak Kanununun değişik 15 inci maddesinin VI inci bendinde yer alan ( değer takdiri yaptırabilir ) sözünün ( değer takdiri yaptırmalıdır ) biçiminde anlaşılması gerektiği-
Her alacaklı mensup olduğu derece adına satış talebinde bulunabileceğinden (İİK. 107), ayni dereceye dahil alacaklılardan birinin satış istemesi halinde, haczin o derece için düşmeyip geçerliliğini devam ettireceği ve diğer alacaklıların ayrıca satış istemesine gerek kalmayacağı—
Satış bedelinin, tüm icra masraflarını değil, paraya çevirme ve paylaştırma giderlerini geçmesi gerektiği (İİK. mad. 129), satış talebinden ihale tarihine kadarki paraya çevirme ve paylaştırma giderlerinin hesaplamada dikkate alınması gerektiği, satışı istenen taşınmazın kıymetinin takdiri hakkındaki İİK.nun 128. maddesi paraya çevirme başlığını taşıyan III. bölümde bulunduğundan, taşınmazın kıymetinin belirlenmesi için yapılan keşif ve bilirkişi masraflarının da tıpkı ilan giderleri gibi paraya çevirme masrafı olarak kabul edileceği-
Borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile elinde kambiyo senedi bulunan alacaklının, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilirse de öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğinden alacaklı tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış olup aynı borca ilişkin olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapamayacak olup rehin tutarı borcu ödemeye yetmez ise alacaklının kalan alacağını iflas veya haciz yoluyla takip edilebileceğinin gözetilmesi gerektiği-
İhale tarihi olan 28.08.2020 tarihi itibariyle İİK'nın 128/a-2. maddesinde öngörülen 2 yıllık süre geçmiş olup, geçerli bir kıymet takdirinin varlığından söz edilemeyeceğinden, dava konusu ihalenin bu nedenle feshine karar verilmesi gerektiği- İhalenin feshi istemi, şikayet niteliğinde olup, Medeni Usul Hukukunun davaya ilişkin kurallarının burada uygulanmayacağı- Somut olayda, takip borçlusu davacı hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığından, icra takibinin niteliği gereği, davacı tarafından ihalenin feshi istemi ile açılan davada, takip alacaklısı ve ihale alıcısının davalı taraf olarak yer alması gerektiği ancak diğer takip borçluları ile ipotek alacaklısı bankanın davalı olarak eklenmesinin doğru olmadığı-
4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkin davaya konu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesinin hatalı olduğu-
Şikayetçiye bahsi geçen adreste daha önceden usulüne uygun bir tebligat yapılmadığından 7201 sayılı kanunun 35. maddesine göre kıymet taktiri raporu ve satış ilanı tebliğ edilmesinin doğru olmadığı-
103 davet kağıdının tebliği- Borçlunun hacizden haberdar olması-
Satış talebinin red gerekçesinin aracın elde olmaması olduğu, bu kararın red olarak tezahür etmiş bir tespit olduğu, icra müdürü tarafından verilen red kararı, hakkın özüne zarar verecek nitelikte yorumlanarak, şikâyetçi haczinin düşmesine neden olarak gösterilemeyeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.