Sanığın ... 2. İcra Müdürlüğünün ... sayılı dosyasında borçlu (X)'e ait borca icra kefili olduğuna dair 14/03/2017 tarihli haciz tutanağında yapılan incelemede, sanığın imzası ve "okudum" ibaresi haricinde borcu üstlendiğine ilişkin kefalet tutanağında kendi el yazısı ile yazılmış başkaca bir ibarenin bulunmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediği-
12. HD. 19.09.2023 T. E: 5919, K: 5093
12. HD. 23.02.2021 T. E: 2020/9407, K: 1920-
Sanık olan avukatın taahhüdü ihlal suçu nedeni ile hakkında yakalama kararı bulunduğu için duruşmalara gelemediğini, katılandan cüzi bir ücret alıp hesabından harcama yapmak zorunda kaldığını beyan etmesine karşın, yaptığı harcamaların nelerden ibaret olduğunu ispat edememesi, mazeret bildirmeksizin ve başka bir avukata yetki belgesi vermeksizin duruşmalara katılmaması, dosya içerisindeki ibranameden de anlaşıldığı üzere icra takibine konu alacağı tahsil etmiş olması ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin çok üzerinde olacak şekilde tahsil ettiği parayı mal edinmesi karşısında görevi ihmal ve hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçlarının oluştuğunun kabulü gerekeceği-
12. HD. 10.10.2023 T. E: 5419, K: 5820
Vekile verilen vekaletin, şikayetçinin dava tarihinden önce ölmesi halinde geçersiz hale geleceği ve "davanın düşürülmesine" karar verilmesi gerekeceği–
Davalı şirket tarafından imzalanan “Taahhütname” başlıklı belgenin 3. bendindeki hükümde kar mahrumiyetinden söz edilmiş ise de ilgili bent içeriği ve yaptırım itibariyle akaryakıt sözleşmesi ile ilgili olarak yıllık asgari alım taahhüdüne uymama halinde öngörülen sözkonusu hükmün TBK 179/2 (BK 158/2) maddesindeki ifaya ekli cezai şart niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği, ilgili taahhütnamede “kar mahrumiyeti” denilmiş olmasının bu hükmün cezai şart olduğu hususunu değiştirmeyeceği- Sözleşmenin devamı sırasında ihtirazi kayıt ileri sürülmeksizin ürün vermeye devam edilmesi halinde önceki yıllara ait cezai şart istenemez ise de, son yıla ilişkin cezai şartın istenebileceği-
Alacaklı vekilince 19/11/2009 tarihli, "borçlunun haciz tutanağında belirttiği ödeme taahhüdünün kabul edildiği ve taahhüt tarihine kadar işleyecek faizden feragat edildiği"ne ilişkin kabulünün, kabul muhtırası şeklinde borçlu sanığa 25/11/2009 tarihinde tebliğ edilmesi karşısında, taahhüdün geçerliliğinde kuşku bulunmadığı-
Borçlunun "borcun bir kısmı" için taahhütte bulunmuş olmasına rağmen alacaklı vekilinin "borcun tamamı" için taahhüdü kabul ettiğini bildirmiş olması halinde icap ve kabulden oluşan ödeme anlaşmasının gerçekleşmiş olmayacağını, sanığın beraatı yerine mahkumiyet kararı verilmesinde isabet bulunmadığı-
12. HD. 05.10.2021 T. E: 6365, K: 8402-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.