Borçlunun müvekkilinin eski eşi olup boşanma davası sonunda müvekkili lehine maddi-manevi tazminata hükmedildiği, borçlunun bunu sonuçsuz bırakmak mal kaçırmak kastıyla adına kayıtlı taşınmazı amcasının oğlu olan davalı 3.kişiye satarak devir ettiğini ileri sürdüğü, dava konusu taşınmazın rayicinin çok üstünde borçlu tarafından akrabası olan 3.kişiye satıldığı, boşanmaya neden olan olayların haksız fiil olarak boşanma davasından önce gerçekleşmiş olmasına göre tasarrufun iptaline karar verilmesi gerektiği-
17. HD. 11.09.2018 T. E: 2015/14949, K: 7622-
Davalının boşanmaya neden olaylarda kusursuz olduğu gibi, boşanma sonucunda yoksulluğa düşeceği de kanıtlandığından Türk Medeni Kanununun 175.maddesi şartları davalı lehine gerçekleşmiş olup davalı lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin gerekeceği-
Alacaklının, her iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde, temerrüde düşen borçludan, BK 106. vd. maddeleri çerçevesinde, "aynen ifa" ve "gecikmeden dolayı uğradığı zararı"nın veya "aynen ifayı reddederek müspet zararının yahut sözleşmeyi feshederek menfi zararının tazmini"ni seçimlik olarak isteyebileceği- Öncelikle bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitini ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesini ayakta tutarak geç teslim nedeni ile uğradığı zararın tazminini isteyen davacının, dgerek sözleşme, gerekse BK. 106 vd. maddelerine göre, fiili teslim tarihine kadarki süre için davacı zararının tazminini talep etme hakkına sahip olduğu- Mahkemece dava tarihi itibariyle taşınmazın teslim edilip edilmediğinin, güncel tapu kaydı da temin edilerek belirlenmesi, sözleşmede belirtilen tarihi ile teslim tarihi; teslim henüz yapılmamışsa dava tarihine kadar hesaplanan süre için kira tazminatı talep edilip edilmeyeceğinin sözleşme hükümlerine göre araştırılması gerektiği-
Kadının, başka bir kişiyle duygusal ilişki içinde olduğu sabit ise ve erkeğin akrabasının, kadına karşı gerçekleştirdiği yaralama eylemine erkeğin sessiz kaldığı görülüyorsa kadının daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerektiği- Erkek, her ne kadar akrabasının kadına karşı gerçekleştirdiği yaralama eylemine sessiz kalmış, bu durumda kadını savunmamışsa da kadının başka kimse ile duygusal ilişki içerisinde olmasının erkeğin haklarına saldırı olduğu-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevi tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran davacı kadın yararına hükmolunan manevi tazminatının az olduğu-
Dava kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkin olup,tazminat hukuku ilkeleri gereğince, haksız eylemden kaynaklanan zararın ödetilmesi amacıyla açılan davalarda, istek bulunması durumunda, kabul edilecek tazminata olay tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekeceği, dosyadaki bilgi ve belgelere ile ceza mahkemesi dosya içeriğine göre olay tarihinin 10/11/2010 olduğu anlaşıldığı, birleşen dosya davacısı dava dilekçesinde, hükmedilecek tazminata olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini talep etmiş olduğu halde, mahkemece faizle ilgili bir karar verilmemiş olmasının usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bu nedenle bozulması gerekirse de; belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekeceği-
Boşanma davası devam ederken kesinleşen yabancı mahkeme boşanma kararının, tanıma kararı ile kesinleştiği andan itibaren kesin hüküm ifade edeceği; tedbir nafakasına ise boşanma veya ayrılık davasının devamı süresince hükmolunabileceği; evliliğin sona ermesinden sonra tedbir nafakasına hükmedilemeyeceği; tarafların yabancı mahkeme kararı ile boşandıkları dikkate alınarak, davacı yararına dava tarihinden bu tarihe kadar geçerli olacak şekilde tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekeceği-
Kambiyo senedinden kaynaklanan borç nedeniyle menfi tesbit istemine ilişkin davada ispat yükü kendisinde olan ve kambiyo senedinin tehdit ile ve anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia eden taraf olan davacının bu iddiasını kanıtlayamadığı- İcra takibi HMK 209 uyarınca ihtiyati tedbir yolu ile durduruduğundan davalı lehine tazminata hükmedileceği-
Davalı polis memurunun kamu görevini yerine getirdiği sırada meydana gelen kaza nedeniyle davalı kamu görevlisinin %100 oranında sakat kaldığı, gelirlerinin azaldığı, istenilen tazminat miktarının ödenmesi hâlinde davalının zor duruma düşeceğinden bahisle %75 oranında yapılan hakkaniyet indiriminin yerinde olup olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.