İpotek alacağa bağlı bir hak olduğundan, tarafların alacağı ipotekle teminat altına alma konusunda anlaşmaları ve bu yöndeki iradelerini resmî şekilde işlem yaparak yerine getirmeleri gerektiği- Ortada, davacının dava dışı babasının veya babasının kurucu ortağı olduğu şirketin borçlarının teminatını teşkil etmek üzere davalı lehine dava konusu taşınmaza ipotek tesis edildiğine dair resmî şekilde düzenlenmiş ipotek akdi bulunmayıp aksine, davacının davalıdan aldığı borcun teminatı olarak ipotek tesis edilmiş olduğu, davalının da davacıdan alacaklı olmadığının kendi beyanı ile sabit olduğu anlaşıldığından, davacı ile davalı arasında davaya konu ipoteğe temel teşkil eden borç ilişkisinin mevcut olmadığı ve davacının davalıya borcu bulunmadığı anlaşıldığından davacının ipoteğin kaldırılması ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi yönündeki talebinin yerinde olduğu- Davacı vekilinin, "davalının davacının iradesine aykırı olarak ve davalı ile birlikte hareket ederek davacıya ait taşınmazda davaya konu ipoteği davacı adına vekâleten tesis ettiğini, tesis edilen bu ipoteğin dayanaksız ve temel ilişki yokluğu nedeniyle yolsuz olduğunu" ileri sürerek "ipoteğin terkini, borçlu olmadığının tespiti" taleplerinin yanında "tazminat isteği" de bulunduğu gözetildiğinde, eldeki davada taşınmazlara ipotek tesis etmeye dair vekil tayin edilen davalıya husumet yöneltilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemi-
Markaya tecavüzün tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat ile unvan terkini, birleşen dava ise marka hükümsüzlüğü istemi-
"Hükmün açıklanmasının ertelenmesi" yönündeki ceza mahkemesi kararları bağlayıcı nitelikte değilse de, ceza dosyası içindeki taraflar arasında geçen telefon görüşmesinin ses kayıt çözümü içeriğinden cinsel taciz içerikli sözler içeren eylemin sabit olduğu- Taraflar arasındaki olayların gelişim biçimi, davacının konuşmalardaki beyanları, olay tarihi ile ve manevi tazminat takdirinde gözetilmesi gereken ilkeler gereğince, davacılar yararına daha alt düzeyde manevi tazminata takdir edilmesi gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalmaya dayalı maddi-manevi tazminat istemi-
Davacı-davalı kadının bağımsız konutta oturma isteğine rağmen davalı-davacı kocanın bağımsız konut sağlamaya yanaşmadığı eşini kendi ailesiyle birlikte oturmaya zorladığı ve eşini tehdit ettiği durumlarda boşanmaya karar verilmesi gerekeceği-
Davacı, davalı İl Sağlık Müdürlüğü yönünden davasını, davacı yayaya çarpan aracın işleteni olduğunu belirterek açmış olup, adı geçen bu idare yönünden hizmet kusuru iddiasına dayanılmadığından, İl Sağlık Müdürlüğü yönünden yine müteselsil sorumlulukları bulunan sürücü ve sigorta şirketi ile birlikte davanın adli yargıda bakılması gerektiği-
Dava, davacı şirketin yapımını üstlendiği inşaatta meydana gelen iş kazası sonucunda, davacı taşeronu şirket çalışanın vefatı sebebiyle işçinin yakınlarına mahkeme kararı ile ödenen tazminatın davalıdan rücuan tahsili talebine ilişkindir...
Boşanma hükmü sonucu itibariyle doğru ise de; boşanmaya neden olan olaylarda davalı kocanın daha ziyade kusurlu olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.