Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, 20.000,00 TL' lik manevi tazminatın fazla olduğu- Motorlu Kara Taşıt Araçları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının 1. maddesine göre sigortacının zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçe limitinin dışında (üstünde) kalan miktardan başlayıp, ihtiyari mali sorumluluk sigortası teminat limitine kadar sorumlu olduğu-
Katkı payı alacağı davası- Protokolde “tarafların mal talepleri yoktur” ibaresinin bulunması-
Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturacağı, sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup davanın o kurum aleyhine açılması gerekeceği (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.)-
Davalı-karşı davacı kadının maddî ve manevî tazminata yönelik usule uygun faiz talebi bulunmadığı halde bölge adliye mahkemesince talepten fazlaya hükmedilmek suretiyle maddî ve manevî tazminatların "Hükmün kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline" karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olduğu-
Trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının, 6098 sayılı TBK'nun 53/3. maddesi gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemi-
Mahkemece, HMK. mad. 297’ uyarınca özellikle bozma kararında yer verilen bozma gerekçesine karşı direnmenin gerekçesinin de (gerekirse yeni bir hüküm oluşturmayacak şekilde yasal sınırlarda genişleterek) açıkça kararda gösterilmesi gerektiği-
Davacının dönemin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olup siyasetçi olduğu, siyasetle uğraşan kişilerin kendilerine yönelik sert, ağır, hatta incitici eleştirilere dahi katlanması gerektiği fakat "Müslüman kanıyla abdest alan zangoç" sözünde; kamu yararının bulunmadığı, eleştiri sınırlarının aşılarak davacıyı toplum önünde küçük düşürmek için kaleme alındığı anlaşıldığından, davacının manevi tazminat isteminin kabulü gerektiği-
Haksız fiil işlenmesi durumunda, TBK'nun 41. maddesi uyarınca küçüğün haksız eylemin faili olarak, ev başkanının ise TMK'nun 369. maddesi uyarınca zarar görene karşı sorumlu olacakları, her iki sorumluluk da birbirinden farklı hukuki nedenlere dayalı olup, zarar gören küçüğe ve ev başkanına karşı birlikte veya ayrı ayrı davalar açabilecekleri, aynı zarardan, her ikisinin de kendi malvarlıkları ile ayrı ayrı sorumlu olacakları- Haksız fiili gerçekleştiren kişi, davanın açıldığı tarihte ergin olsa bile, bu durumun TMK'nun 369. maddesinde düzenlenmiş bulunan ev başkanının sorumluluğunu ortadan kaldırmamayacağı- İhtiyari dava arkadaşlığı durumunda, davalılardan biri hakkındaki dava genel mahkemenin, diğeri hakkındaki dava özel bir mahkemenin görevine giriyorsa, özel nitelikteki mahkemede davanın görülmesinin gerekli olduğu-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat ile hasar, değer kaybı ve araç mahrumiyeti istemi-
2. HD. 03.05.2018 T. E: 2016/16823, K: 6020-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.