Davalı şirkete ait hastahanede davalı doktorlar gözetiminde çocuk sahibi olan davacıların, "bebeklerin erken doğduğunu, doktor ve personelin ihmali sonucu çocuklarından birinin öldüğünü, diğerinin felç kaldığını" ileri sürerek "maddi ve manevi zararlarının tazmini" talebiyle açtıkları dava reddedilmişse de, benimsenen Adli Tıp Kurumu raporu yetersiz olup davacıların söz konusu rapora itirazları da karşılanmamış olduğuundan, mahkemece, uygulanan operasyon ve tedaviler ile sonrasına ilişkin yapılan müdahalelerle ilgili tüm bilgi ve belgeler, hastane kayıtları, tedavi evrakları, epikriz ve Adli Tıp Raporu da birlikte gönderilerek, Üniversite Öğretim Üyelerinden oluşturulacak, konusunda uzman, akademik kariyere sahip üç kişilik bilirkişi kurulundan, davacıların Adli Tıp raporuna itirazları da karşılanmak suretiyle olayda davalılara atfı kabil bir kusur bulunup bulunmadığı konusunda, nedenleri açıklayıcı, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Trafik kazası sonucu yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemi-
Hakimin, tazminat miktarını saptarken, bir yandan kişilik hakları zedelenen tarafın, ekonomik ve sosyal durumunu ve boşanmada kusuru bulunup bulunmadığını ve varsa kusur derecesini, fiilin ağırlığını; öbür yandan da, kişilik haklarına saldırıda bulunanın kusur derecesini, ekonomik ve sosyal durumunu göz önünde bulundurmak zorunda olması gerekeceği-
Koca tarafından TMK. mad. 166/1'e dayalı olarak davalı aleyhine açılan boşanma davası, taraflar arasında evlilik birliğini temelinden sarsacak bir geçimsizlik bulunmadığı gerekçesiyle reddedilip kesinleştiği- Bu tarihten sonra taraflar biraraya gelmemiş, davalı kadından kaynaklanan boşanmayı gerektirecek kusurlu bir davranışın da kanıtlanamadığı- Mahkemece, TMK. mad. 185/3. ve 186/3. uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Yerleşmiş yayın kurallarına ve hukuksal düzenlemelere göre, baş-kasının yayınından yapılan alıntıların kaynağının belirtilmesi, yayın ilkelerinin bir gereği olduğundan, bu gereğe uymadan uluslararası bir sempozyuma bildiri sunan kişi hakkında “bilim kırsızı” nitelendirmesi yapılmasının, o kişinin (davacının) kişilik haklarına saldırı teşkil etmeyeceği–
Sözleşmede ‘satıcı’ durumunda gösterilen davalının, anılan sözleşmeyi araç malikinin vekili olarak imzaladığına ilişkin herhangi bir açıklama yapmadığı ve davalı vekilinin gerek davaya cevap dilekçesinde ve gerekse yargılamanın sonraki aşamalarında verdiği diğer dilekçelerinde, davalının satış sözleşmesinde vekil durumunda bulunduğu ve o nedenle kendisine husumet düşmeyeceği yönünde herhangi bir savunmanın yer almadığı; bu sebeplerle geçersiz sözleşme nedeniyle alınan satış bedelinin davacıya iadesinden de davalının sorumlu bulunduğunun kabullenildiği-
KTK. mad. 94 'de öngörülen 15 günlük işleten değişikliği bildirim süresi dolmadan önce davaya konu kaza meydana gelmiş olup, dava dışı kazaya karışan aracın trafik sigortacısı tarafından rizikodan sonra poliçenin iptal edildiği, sözleşmenin feshinden sonra dahi 15 gün süreyle sigortacının sorumluluğu devam ettiği ve dosyada işleten değişikliğinin bildirildiği hakkında belge, bilgi bulunmadığı ancak, ZMSS Genel Şartları C.4 maddesindeki 10 günlük süre içinde meydana gelen kaza nedeni ile dava dışı trafik sigortacısının sorumluluğunun devam edip Güvence Hesabına husumet yöneltilemeyeceği-
Tüzel kişilerin de kişilik değerlerine saldırı nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunabileceği ve bu yöndeki iradelerini de organları aracılığı ile açıklayacağı–
Cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemi-
Haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat istemi-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.