Olayın tarihi, gelişimi, atılan mesajların içeriği dikkate alındığında davacı lehine verilen manevi tazminat miktarının az olduğu-
Dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olup, bu itibarla boşanma davasının reddedilmesi gerektiği- Kocanın boşanmaya sebebiyet veren olaylarda bir kusurunun varlığı kanıtlanamadığından; kadın yararına manevi tazminata hükmolunmasının hatalı olduğu- 
Mudilerin off shore alacaklarının tahsiline yönelik açtıkları davalarda zamanaşımının başlangıcının tespitinde off shore hesabına aktarma tarihi esas alınarak, daha önceden temyiz incelemesinden geçmiş dosyalar bakımından içtihadı birleştirme kararının, usuli kazanılmış hakkın istisnalarından biri olduğu gözetilerek, zamanaşımına ilişen temyiz itirazları konusunda bir değerlendirme yapılması ve davalı tarafça zamanaşımı hususunda bir temyiz sebebi ileri sürülmemiş olsa dahi, feri müdahil tarafından temyiz nedeni olarak getirilmek kaydıyla davalı yönünden zamanaşımı incelemesinin yapılması gerektiği- Dava konusu olay bakımından ceza mahkemesince banka yöneticilerinin eyleminin dolandırıcılık olarak nitelendirildiği gözetilerek uzamış ceza zamanaşımı süresinin bu suça göre belirlenmesi ve uzamış ceza zamanaşımı süresinin 10 yıllık zamanaşımı süresinden kısa olması halinde her halükarda 10 yıllık zamanaşımı süresinin esas alınması, zamanaşımı durduran ve kesen sebeplerden davacı tarafça daha önce açılmış olan bir dava bulunması halinde zamanaşımı süresinin, o davanın kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıl olarak kabul edilmesi gerektiği-
Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olması yetmeyeceği, bunun yanında boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde de olması gerekeceği-
Manevi tazminata konu olan yayınların yapıldıkları tarihlerdeki görünür gerçeğe uygun oldukları, basının somut gerçeği araştırma yükümlülüğü bulunmadığı, haber niteliğinde olan yayınların yayınlanmasında kamu yararı bulunduğu, güncel nitelikteki askeri soruşturma kapsamında elde edilen bilgilerin toplumun haber alma hakkı kapsamında kamuoyuna sunulduğu anlaşıldığından, bu durumun, davacının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği-
Günlük bir gazetenin mizah, ilavesinde yayınlanan yazıda, bir tele-vizyon programcısı hakkında «... sulu, sıska yalancısı, sulu sıskanın hayaleti...» sözcükleri ile yapılan eleştirinin, o kişinin «kişilik haklarına saldırı» niteliğini taşıyacağı–
Karşılıklı Boşanma
Boşanmaya yol açan olaylarda, ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan davacı kadın yararına daha uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali istemli davada, davacı tarafından davalı koca aleyhine açılan katkı payı alacağına ilişkin davanın kesinleşmesinin beklenmesi gerektiği- Katkı payı alacağına hükmedilmesi halinde o alacak ve fer’ilerin de eklenerek davacının tüm (boşanma sonucu nafaka, tazminat, katkı payı ...v.s alacak ve fer’ileri) alacak ve ferileriyle sınırlı olma koşulu ile dava konusu tasarrufun iptaline karar verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.