Kooperatif üyesi olan davacıları «yükümlülüklerini yerine getirmeyen» konumuna düşüren ifadelerin, kişilik haklarına saldırı teşkil edeceği–
Manevi tazminat davası-
Boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı, boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiği, o halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminata hükmedilmesi gerekeceği - Davacı kadının boşanma davası kabul edildiği ve kendisini vekille temsil ettirdiği için yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerekeceği –
İlâmda alacağın «ilâm tarihinde» muaccel olacağı, bu nedenle ilâmda faiz hakkında hüküm bulunmaması -hatta, faiz isteğinin açıkça reddedilmiş olması- halinde, alacaklının «ilâm tarihi» veya «takip tarihi»nden itibaren faiz isteyebileceği–
İşlenme hakkını izin almadan işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya her türlü işaret, ses ve görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halde isteyebileceği bedelin veya kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok 3 katı fazlasını isteyebileceği- Taraflar arasındaki yazılı bir sözleşme olmaması, ifa edilen proje dikkate alındığında eser sahibinin mimari projedeki değişikliği kabul zorunluluğu bulunmadığı ancak tadilat projesi yönünden değişiklik yapılacaksa da bunun eser sahibinden izin alınmak ve kendisine ihtar göndermekle talep edilebileceği, somut olayda bu hususların yerine getirilmediği gerekçesi ile davanın reddinin gerektiği-
Asıl davaya konu cevap dilekçesinin davalı vekili sıfatıyla düzenlendiği, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunmadığının belirtildiği, bu yönde olmak üzere, davacı tarafın dayandığı delillerin yetersizliğine işaret edildiği, ileri sürülen ve savunulan olguların bütünü göz önünde tutulduğunda sert bir biçimde savunma hakkının kullanıldığı ve bu anlamda hukuka uygunluk sebebinin mevcut bulunduğu anlaşıldığından, asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Birleşen davaya konu dilekçe ile ilgili olarak davalı hakkında açılan ceza davasının derdest bulunduğu, ceza mahkemesi kararının sonucunun eldeki davaya etkisi söz konusu olduğundan, mahkemece bekletici mesele yapılması gerektiği-
3. HD. 21.01.2016 T. E: 2015/1851, K: 489-
Trafik kazası sonucu meydana gelen ölüm nedeniyle manevi tazminat-
Somut olayda, sorumluluğa dayanak yapılan olguların; gereği gibi araştırma ve soruşturma yapılmadan takipsizlik kararları verilmesi ve buna istinaden idari yargıda açtığı hizmet kusuruna dayalı davaların reddedilip kesinleşmesi ve yargılamanın çok uzun sürmesi olduğu- Tazminat isteminin, yasa yolları düzenlenmiş bulunan yargısal işlem ve kararlara ilişkin olduğu- Davacının iddiası ve gelişim biçimi itibariyle, hukuki süreç işlemiş olup, davacı tarafından da yargısal yollara başvurulduğu- Sınırlı ve sayılı hukuki sorumluluk nedenlerinden hiçbirisi mevcut olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.