Davalının özel belgede sahtecilik suçunu işlemiş olduğu sabit görülerek cezalandırılmasına karar verilmiş olup, davalının taraflar arasında düzenlenen vadeli senet üzerinde tahrifat yapmak suretiyle takibi gerçekleştirmiş olduğu, bu takipte davacıya ait gayrimenkulün haczedildiği anlaşıldığından, davalının davacıya yönelik haksız eylemi sabit olup, davacı lehine uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Davanın tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu- Türk hukukunda aydınlatma yükümlülüğünün yazılı olarak yapılması gerektiğine ilişkin bir düzenleme yer almadığı gözetildiğinde hastanın aydınlatılması sözlü ya da yazılı şekilde gerçekleştirilebildiği- Aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirildiği hususu hekim ve zorunlu sorumluluk sigortacısı tarafından her türlü delille ispatlanabildiği- Bu kapsamda aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediği hususunun somut olay özelinde hastanın eğitimi, yaşı, kültürel seviyesi ve hekim veya hastane tarafından tutulan kayıtların serbestçe değerlendirilerek tespit edilmesi gerektiği- Bilirkişi raporlarında yapılan ve yukarıya metni alınan değerlendirmeler bir bütün olarak incelendiğinde, davacıya down sendromu konusunda sözlü olarak bilgilendirme yapıldığına ilişkin kayıtların aksinin davacı tarafından ispatlanamadığı gözetilerek bir hüküm kurulması gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemi-
Açık bir onama bulunmasa dahi, taleplerden biri veya daha fazlası hakkındaki yerel mahkeme kararına ilişkin temyiz itirazlarının Yargıtayca reddedilmiş ve böylece kararın o bölümü bozma kapsamı dışında bırakılmış ise, reddedilen temyiz itirazlarının bulunduğu karar bölümünün onanmış sayılacağı–
Davalının 11 kişilik tanık listesi verdiği 25.11.2014 havale tarihli dilekçesinde ismini belirttiği bu tanıklar içinden 5 kişinin dinlenmesini talep ettiği belirtilen 5 tanıktan 2 tanesinin diğer tanıklardan da 1 tanesinin dinlendiği, 12.02.2015 tarihli duruşmada kalan tanıklarının dinlenmesini de talep ettiği ancak mahkemece kalan tanıkların dinlenmediğinin anlaşıldığı, HMK.'nun 241. maddesi koşullarının gerçekleşmediği dikkate alınarak dinlenmeyen diğer tanıkların da beyanı tespit edilip, tüm deliller birlikte değerlendirilip hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davacı yanın iddiasını kanıtlama hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracak şekilde tanıklarının bir kısmının dinlenilmeden, eksik incelemeyle karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan bozulması gerektiği-
Davalı sigorta şirketi tarafından ZMSS Poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı 06.06.2017 tarihli trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle ölenin desteğinden yoksun kalanların açtığı destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze gideri ve manevi tazminat talebi-
Kadının eşine hakaret ettiği, buna karşılık davalı-karşı davacı erkeğin de eşine şiddet uyguladığı, eşini tehdit ettiği, bağımsız bir konut temin etmediği anlaşıldığından, gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği; davacı karşı-davalı kadının da kusuru gerçekleştiğine göre, boşanmaya karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu- Boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin daha ağır kusurlu olup, TMK. mad. 174/1-2 koşulları oluştuğundan, kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği- Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ise, diğer tarafın açık muvafakati ve ıslah dışında iddia ve savunma genişletilip değiştirilemeyeceğinden (HMK. md. 141/1), tahkikat duruşmasında tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamının talebi ile iddianın genişletilmesinin mümkün olmadığı-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemi-
17. HD. 25.12.2018 T. E: 4936, K: 12728-
Davalı-davacının kusurlu eylemleri davacı-davalı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğundan, davacı- davalı kadın lehine manevi tazminata hükmedileceği- Davacı-davalı kadının müşterek çocuk için 1000 TL. iştirak nafakası talebi olduğu halde istek aşılarak (HMK. md. 26) aylık daha fazla bir miktar iştirak nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.