Borçlu şirketin yetkilisinin iş yerinde bulunup bulunmadığı tespit edilmeksizin yapılan ihtarname tebliğleri usulsüz olduğundan borçluların, hesap kat ihtarnamesine itiraz ettiği tarihin, ihtarname tebliğ tarihi olarak kabulü gerekeceği ve bu durumda hesap kat ihtarnamesinde bildirilen alacak ve faiz miktarının kesinleşmediği- Alacaklıdan İİK. 150/ı ve 68/b kapsamına giren belgeler istenmek suretiyle hesap kat tarihi itibariyle alacak miktarının saptanması, bu asıl alacak tutarına hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten temerrüt tarihine kadar akdi faiz, bu tarihten takip tarihine kadar temerrüt faizi hesaplanmak üzere bilirkişiden rapor alınarak hükmün verilmesi gerektiği- KOBİ, KGF.'nin kefaleti ile kullandığı krediyi bankaya ödemediğinde, bankanın KGF.'den tazmin talebinde bulunacağı ve KGF.'nin kefaletten doğan sorumluluğunu bankaya karşı yerine getirmek suretiyle, kefil olduğu tutarı bankaya ödedikten sonra, tazmin edilen tutarın, kredi veren banka tarafından tahsil edileceği ve takipten para tahsil edilince kuruma aktarılacağı- KGF tarafından yapılan ödemenin ana paradan düşülmek suretiyle, hatalı hesaplama sonucu takibin kısmen iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlarının teminatı olarak limit ipoteği (üst sınır ipoteği) kurulması halinde, alacaklının, ipotek limiti ile sınırlı olarak takip yapabileceği; bu durumda, icra müdürlüğünce, ipotekli taşınmazın satış bedelinden, alacaklıya ipotek akit tablosunda yer alan limit miktarı kadar ödeme yapılmasının isabetli olduğu-
Uyuşmazlık, alacağın tamamının ipotek kapsamında bulunup bulunmadığı yani sıra konusunda olduğundan, icra hukuk mahkemesinin görevli olduğu-
Cari hesap sözleşmesine güvence olarak davalıya ait gayrimenkul üzerine davacı şirket lehine üst sınır ipoteği konulan ve alacağın ödememesi üzerine başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takibine itiraz üzerine itirazın iptali davası açılan uyuşmazlıkta, tarafların ticari defter ve kayıtlarına göre, cari hesap ilişkisi kapsamında "alacak ve borç tutarı, sürekli değişiklik gösterdiğinden" ve dava tarihi itibariyle alacağın belirlenmesi yargılamayı gerektirdiğinden, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği- "Cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağın, borçlu tarafça tek başına tespit edebilme imkanı olduğu" ve "Bilirkişi raporu alınmış olmasının likit bir alacak bulunmadığı anlamına gelmeyeceği, takip tarihi itibarıyla haksız olarak itiraz edilen ve likit sayılması gereken alacak yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği" şeklindeki muhalif görüşlerin kabul edilmediği-
Terkin istemli(İpotek) davası-
İcra mahkemesince verilen kararların kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemekle birlikte aynı takip dosyayı nedeniyle, aynı taraflar arasında ve aynı konuda daha önce verilen icra mahkemesi kararlarının kesinleşmek koşuluyla sonraki şikayet yönünden “kesin hüküm” teşkil edeceği-
Borçlunun, ipoteğin teminat (limit) ipoteği olması nedeniyle, ipotek limitini aşar şekilde takip yapıldığına ilişkin iddiası şikayet niteliğinde olup, doğrudan icra mahkemesine başvurmasında yasaya aykırılık olmadığı-
Limit ipoteğinde, alacaklıya limit miktari kadar ödeme yapılabileceğinden, tahsil ve cezaevi harcının da limit miktarı üzerinden alınması gerektiği-
İpoteğin üst sınır ipoteği olması halinde borçlunun sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olmak üzere sorumlu olduğu, borçlu tarafından ipotek limiti olan meblağın İİK.nun 153. maddesi gereğince icra dairesine yatırılması halinde, ipoteğin çözülmesine ilişkin karar verilmesi yerine, ... TL. yatırıldığı takdirde 150/c şerhinin kaldırılması için tapuya müzekkere yazılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporları ve dosya kapsamına göre, davacının ipoteğinin kayıtsız şartsız borç için verilmesi, sözleşmenin eki olan ödeme planında ödenecek miktarlar ve vadelerinin BK nun 101. maddesine göre açıklanması, ipoteğin doğmuş bir borç için tesis edilmesi nedeniyle ana para ipoteği olduğu, kredi sözleşmesi ile ipotek belgesinde faiz oranlarının yazılmasına rağmen tapu siciline zuhulen işlenmeyen faiz kaydının üçüncü kişilere karşı geçerli olduğu, kredinin ticari kredi olmaması nedeniyle faiz oranlarının sabit olduğu, davalı bankanın alacağına mahsuben ipotekli taşınmazı alması nedeniyle ihalenin kesinleşmesi tarihine kadar ipotek belgesinde belirlenen faiz oranı üzerinden faize hak kazandığı, iflas tarihi itibariyle hesaplanması gerektiği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile ... TL alacağın 4. sırada iflas masasına kayıt ve kabulüne, asıl davada fazlaya ilişkin istem ile birleşen davaların reddine karar verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.