Kronik şizofreni denilen akıl hastalığı nedeniyle vesayet altına alınmış davacının ülkemizde tam ehliyetli kişilerin dahi her zaman yararlanma olanağı bulamadıkları banka kredi kartından yararlanarak bir menfaat elde ettiğinin ve davalı bankanın ödeme talebine kadar tam ehliyetli biri gibi hareket edebilen davacının, borcun ifası istendiğinde ehliyetsizliğini ileri sürerek ifadan kaçınmasının hakkın kötüye kullanılması olduğunun kabulü gerektiği- Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre vesayet altındaki kişinin karşı tarafın aleyhine olacak şekilde kendi mal varlığında meydana gelen sebepsiz zenginleşme oranında sorumlu olacağı- Sebepsiz zenginleşmenin iade borcunun doğması bakımından fiil ehliyetinden yoksun olmanın sonuca etkili olmadığı-
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında paylaşılıp her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı, ve kötü niyet iddiasının davanın her aşamasında ileri sürülebileceği-
Kira parasının tesbitine ilişkin mahkeme kararı ile belirgin hale gelen kira farkı alacağına, ayrıca ihtara gerek kalmaksızın, kira tesbit kararının kesinleştiği tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerekeceği hakkkında İçtihadı Birleştirme Kararı-
Türk Medeni Kanunu'nun 6.maddesine göre, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğundan, davalının, davacının kira parasının 2004-2010 yılları arasında sözleşmede belirlenen miktardan daha yüksek olarak belirlendiğini iddiasına karşı beyanları alınarak, karşı çıkması durumunda, taraflar arasında kira parası miktarı çekişmeli olacağından, kira parasının miktarına ilişkin olarak taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek, istenilen dönemle ilgili alacak miktarının belirlenmesi gerekeceği-
Her ne kadar davalının eyleminin haksız rekabet teşkil ettiği yönündeki mahkemenin kabulü yerinde ise de, davacı vekilinin dava dilekçesinde davalının internet sitesindeki yazının yayınlanmasının ardından toplumda müvekkilinin sattığı balın sahte olduğu yönünde bir algı oluştuğunu, satışlarının büyük ölçüde düştüğünü, yıllara göre artan satış grafiği varken asılsız uyarı yazısının yayınlanması akabinde satışlarda düşme meydana geldiğini ileri sürerek müvekkilinin yıllara göre satışları incelenip davalının haksız eylemi nedeniyle uğranılan maddi zararın tam olarak tespit edildiği anda artırılmak üzere şimdilik 5.000,00 TL belirsiz maddi tazminatın tahsilini talep ettiği, değer artırım dilekçesi ile de talebini bilirkişi raporunda tespit edilen 59.935,37 TL'ye yükselttiği, her davanın açıldığı tarihteki fiili ve hukuki sebeplere ilişkin koşullara göre hükme bağlanacağı, davacının ancak dava açıldığı tarihe kadar gerçekleşmiş alacağının hüküm altına alınmasını isteyebileceği de nazara alındığında davacı, dava tarihindeki alacağının miktarını tam ve kesin olarak belirleyebileceğinden davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının olmadığı, bu durumda dava değerinin dava dilekçesinde gösterilen miktar olduğu gözetilmeden bedel artırım dilekçesine göre değerlendirme yapılmasının doğru olmadığı-
Uyuşmazlık, 3308 sayılı Kanun'un 25 inci maddesine dayalı ödenmeyen staj eğitim ücretinin tahsili istemine ilişkindir...
Üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, Medeni Kanunun 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmesinin gerekeceği-
Aynı koşulları taşıyan 1. ihaleye katılıp ihaleyi kazanan ortağın, bu ihalenin bir şekilde iptal edilmesinden sonra yeniden ihale yapılırken düzenlenen şartnamede aynı hükmün yer almasına itiraz ederek ihalenin iptalini talep etmesinin MK'nın 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı olacağı, bu durumda toptan satış kararına davacıların muvafakatinin bulunduğunun kabul edilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki kredisi sözleşmesinden doğan borcun davacının maaş hesabından kesilmesi işlemine karşı blokenin kaldırılması ve kesilen bedelin iadesi istemine ilişkindir...
7. HD. 24.12.2024 T. E: 304, K: 5943
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.