Destekten yoksun kalma tazminatı talebine-
4. HD. 03.05.2023 T. E: 2022/826, K: 5932
İtiraz Hakem Heyetince, ceza dosyasında alınan kusur raporu ile tüm dosya kapsamı ile oluş şekline göre tarafların olaydaki kusur oranlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması için İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden seçilecek bilirkişi heyetinden kusur raporu alınarak sonucuna göre davalı lehine oluşan kazanılmış haklar gözetilerek karar verilmesi gerektiği-
Yaralanmalı trafik kazası nedeniyle maluliyet tazminatı istemine ilişkin davada, davacının maluliyetine ilişkin çelişkili iki rapor bulunmakta olup, maluliyet oranının tespitine ilişkin İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan usulüne uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde davacının maluliyet derecesi ve oranının belirlenmesi amacıyla rapor alınıp, davacı için hesaplanan maluliyet zararına rakam olarak nasıl ulaşıldığı yeterince açıklanmayan avukat bilirkişisi raporu yerine başka bilirkişiden rapor alınarak, denetime elverişli, açık ve anlaşılır şekilde davacının maluliyetine ilişkin tazminatın belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- Davacının motosiklete kasksız olarak binmiş olmasının zarar görenin müterafik kusuru kabul edilip, belirlenecek kusur oranında bir indirim yapılması zorunlu olacağı-
Haksız el koymadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin davada, davacının aracın uzun süre davalı yedinde kalmasına sebebiyet vererek zararın artmasında kusurlu olduğu anlaşıldığından, davacının müterafik (bölüşük) kusuru bulunduğu gözetilerek hükmedilecek tazminat miktarından TBK. mad. 52 gereğince uygun miktarda indirim yapılması gerektiği-
Araçların hasar gördüğü noktalar dikkate alındığında raporun olayın oluş şekline ve dosya içeriğine uygun düşmediği, yetersiz ve denetime elverişli olmadığı- Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesinin gerekli olduğu; belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerektiği-
Avukatının anılan yükümlülüğü yerine getirmediğinden haberdar bulunmayan müvekkilin, salt bu nedenle, açtığı veya davalısı olduğu davayla ilgili olarak herhangi bir şekilde hak kaybına uğraması sonucuna yol açacak bir değerlendirmenin, her şeyden önce, Anayasa’nın hak arama özgürlüğünü düzenleyen 36. maddesi hükmüne uygun düşmeyeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.