Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması istemi- Kamu malı niteliğinde olan bir yerin, kişinin özel istifadesine terki olanaklı değildir. Kısaca belirtmek gerekirse, dere yatağı üzerinden geçit kurulamayacağı-
Gerek 7201 sayılı Kanun'un 17 ve 20 nci maddeleri gerekse tebligatın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan mülga Tebligat Tüzüğünün 26 ncı maddesi uyarınca, muhatabın tebligat sırasında adreste bulunmama sebebi gösterilmediğinden davacı adına çıkartılan noter tebligatının kanun hükümlerine uygun olmadığı, davacı vekillerine 20.06.1986 ve 09.03.1989 tarihlerinde tevdi edilen belgelerin ödeme belgesi niteliğinde bulunmayıp kamulaştırma işleminin tebliği yerine geçmeyeceği, tapuda ferağ verilmediği gibi kamulaştırma bedelinin ödendiğine dair herhangi bir belge de ibraz edilemediğinden kesinleşmiş bir kamulaştırma işleminin varlığından söz edilemeyeceği-
2470 sayılı parsel maliki davalı tarafından ayrı bir dava açılarak paftadaki patika yolun terkini sağlanmadıkça yol güzergahına her hangi bir yapı inşa edilmek suretiyle patika yolun işlevsiz hale getirilmesinin mümkün olmadığı-
Bozma kararı ile ilk hükmün hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirdiği; bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hükmün yeni bir hüküm olduğu; bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerektiği; mahkemece bu husus gözetilmeden, "tazminat konusunda verilen kararın Yargıtayca onanmış ve kesinleşmiş olduğundan, yeniden hüküm kurulmasına gerek olmadığına" şeklinde hüküm kurulmasının doğru görülmediği-
Orman içinde fiilen kullanılan ve taşınmazını genel yola bağlayan yollar bulunduğunu ileri sürmüş olan mutlak yol ihtiyacı içinde bulunan davacının genel yola bağlantısı sağlanarak bu ihtiyacının giderilmesi gerekli olduğundan mahallinde keşif yapılarak orman olan davalı taşınmaz içinde eylemli bir yolun bulunup bulunmadığı araştırılmalı ve eylemli bir yolun saptanması halinde davacının da herkes gibi bu yoldan yararlanma olanağı olacaktır; ancak bunun için öncelikle davacıya ait 850 sayılı parseli genel yola ulaştıracak eylemli yollar krokide işaretlenerek orman İşletme Müdürlüğüne gönderilmeli, davacının bu eylemli yollardan yararlanmasında sakınca olup olmadığı veya hangisinden yararlanabileceği sorularak sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Adli yargıda görülecek davalarda ise davanın kabul edilebilmesi için öncelikle baz istasyonunun yönetmelikte belirtilen limit değerlere uygun bulunmadığı ve sağlığa zarar verdiğine ilişkin iddiaların kanıtlanması gerektiği, bunun için de öncelikle ölçümleri yapacak olan bilirkişilerin nasıl seçilmesi gerektiği hususunun açıklığa kavuşturulması gerektiği- Komşuluk hukukundan kaynaklanan hallerde elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için, kural olarak bir zararın doğmuş olması gerektiği ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise bu hak kullanılabileceğinden, baz istasyonlarının uzun vadede sağlığa zarar vereceği/verebileceği, baz istasyonlarından psikolojik olarak etkilenildiği etkilenileceği vs. şeklindeki kanıtlanması mümkün olmayan soyut iddialarla açılan davaların dinlenmesi mümkün olmadığı-
Davacı idareye ait, telefon direklerinde doğan zararının davalı tarla sahibinin haksız eylemi sonucu, tarlasında çıkan yangın neticesinde meydana geldiğinin kanıtlanabilmiş olmadığı, olayda, zarar ile davalıya atfedilebilecek eylem arasında illiyet bağının varlığından söz edilemeyeceği, tarlada bırakılan anızların yanması sonucu PTT hat ve tesislerinde doğan zararın tazmini davasında; komşuluk hukukundan değil, haksız fiilden hareket edilmesinin gerekeceği-
7. HD. 02.12.2024 T. E: 70, K: 5388
Taraflar arasındaki ağaç yetiştirmekten kaynaklanan çekişmenin Türk Medeni Kanununun komşuluk hukukuyla ilgili düzenlemeler çerçevesinde çözüme kavuşturulmasının gerekeceği-
Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı, davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenip, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibinin dikkatten kaçırılmaması gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.