Dava konusu taşınmazın davalının murisi adına beyanlar hanesine muhdesatı ile yazımının sağlandığı satış protokolünde zikredilmiş olup, davalının yanı sıra protokolün diğer tarafı olan dava dışı kişilerin de mirasçılar olmasına karşın, icra hukuk mahkemelerindeki tahliye davalarının sadece davalı tarafından açıldığı, elbirliği ile mülkiyet ilişkisi göz önünde bulundurulduğunda tahliye davası açısından bu kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu ve bu nedenle menfi tespit davasında "tahliyenin durdurulmasına" yönelik ihtiyati tedbir talebinin kabulü gerektiği-
Borçlu ortağın alacaklısının borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabileceği, bunun için icra hakiminden yetki belgesi almasının zorunlu olduğu- İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan icra müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde davanın reddedilmesi yerine, icra hakiminden yetki belgesi almak üzere önel verilmesi ve ayrıca mirasçılık belgesi getirilerek taraf teşkilinin sağlanması gerektiği-
Davalılara delillerini bildirmeleri için kesin süre verilmeli, yeniden yapılacak keşifte mahkemece belirlenen yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarının keşif yerine davetiyeyle çağırılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, ortak miras bırakandan gelen taşınmazların tüm mirasçıların katılımıyla taksim edilip edilmediği, taksim edilmişse kimlere nerelerin düştüğü, getirtilecek tapu kayıtlarıyla karşılaştırmalı olarak değerlendirilmeli, belirtilen konularda yerel bilirkişi ve tanıkların bilgilerine başvurulmasının gerekeceği-
Miras bırakanın mirasçılık belgesinde belirlenen tek mirasçısı olan davacının, yargılama sırasındaki ölümü ile şahsiyetinin son bulduğu; bu nedenle davada yer alan dahili davacılar adına miras payları oranında tescile karar verilmesi gerekeceği-
Soybağını ilgilendiren nüfus kaydının düzeltilmesi davasında, davacının babası olduğu ileri sürülen kişinin ölü olup olmadığının araştırılması sağ ise davaya dahil edilmesi, ölü ise ve varsa mirasçılık belgesi temin edilerek mirasçılarının bu davanın sonucundan hukuklarının etkileneceği gözetilerek davalı sıfatı ile davaya katılmaları gerektiği- Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması hususunun kamu düzeni ile yakından ilgili olduğu- Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğundan hakimin re'sen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahip olduğu-
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya bir kaçının diğer paydaşlara karşı açacağı, davada bütün paydaşların yer almasının zorunlu olduğu, paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmalarının sağlanması gerekeceği, bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekeceği-
8. HD. 19.01.2017 T. E: 136, K: 521-
Dava dilekçesinde vasiyetnamenin açılmasının ve mirasçılık belgesi verilmesinin istenildiği, vasiyetnamenin açılıp okunması hakkında bir karar verilmeden vasiyetnamenin tenfizi hakkında inceleme yapılmasının doğru olmadığı, vasiyetin tenfizi talep edilen taşınmazın dava tarihindeki değerinin araştırılarak görevli mahkemeyi belirledikten sonra davanın esasına girilmesinin gerektiği, mahkemece; ikinci sıradaki talep yönünden öncelikle görevsizlik kararı verilip, birinci talep konusunda verilecek kararın sonucunun beklenilmesinin gerektiği-
Hasımsız açılan mirasçılık belgesi verilmesi davalarında mirasçılığın her türlü delille kanıtlanabileceği gözetilerek murisin varsa kardeşlerine ait bilgiler nüfus müdürlüğüne sorulması, mirasçısı olduğu belirtilen kişilerin muris ile soybağının araştırılması, tanık dinlenmesi ve bütün aramalara rağmen mirasçısı bulunamaz ise TMK. mad. 501 gereğince son mirasçının Hazine olduğunun düşünülmesi ve işin esasına yönelik bir karar verilmesi gerektiği-
Davacının murisinin belirtilen isminde bir kardeşinin bulunmadığı, adı geçenin murisin teyzesi olup muristen önce öldüğü ve davalının da murisin teyzesinin oğlu olduğu, TMK. 499/1-3 gereğince davacının, murisin tek mirasçısı olarak kaldığı anlaşıldığından mahkemece, mirasçılık belgesinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.