Dava konusu taşınmazda ortak olan davalı İ.Ü.B.'ya, duruşma gün ve saatini bildirir davetiye ile dava dilekçesinin tebliğ edilmediği, bu şekilde davalının savunma hakkı engellenmek sureti ile yokluğunda karar verildiği anlaşıldığından, adı geçen davalıya usulüne uygun olarak duruşma gün ve saatini bildirir davetiye ile dava dilekçesi tebliğ edilerek, taraf teşkilinin sağlanması ve ondan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Mahkemece haberdar olmaya esas sayılan tebligatın Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddeleri nazara alındığında usulsüz olduğu zira, tebliğ memuru tarafından borçlunun nerede olduğunun araştırılmadığı, sorulması gereken kişilerden sorulmadığı, muhatabın tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceği hususunun tespit edilmediği anlaşıldığından, şikayet eden borçlunun, hakkındaki takipten daha evvel haberdar olmuş sayılamayacağı nazara alınarak şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davalarının, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalar olduğu- Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçının diğer paydaşlara karşı açacağı, HMK'nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer almasının zorunlu olduğu- Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerektiği-
Dahili davalının mirasçılık belgesine göre mirasçıları davaya dahil edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi davalarında tüm mirasçıların davada taraf olması gerektiği ve mirasçılık belgesindeki paylar gözetilerek her paydaşın payının hüküm fıkrasında ayrı ayrı gösterilmesinin zorunlu olduğu-
Tarafların bildirdikleri veya bildirecekleri deliler toplanarak davalının iyiniyetli olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, iyiniyetli olduğu saptanır ise davalı bakımından davanın reddedilmesi, aksi halde tüm davalılar bakımından davanın kabul edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin yanlış olduğu-
Mirasın reddi, geriye doğru hükümler doğuracağı için reddedenin mirasçılarının ölüm anında sağ olmaları veya sağ doğmak şartıyla analarının karnında bulunmalarının (TKM'nun 552, 524) zorunlu olacağı-
Mirasçılığın gizlenmesi davalarında uyuşmazlığın çözümünün, hasımlı veraset ilamı alınmak üzere açılacak bir dava sonucu, mirasbırakanın tüm mirasçılarının belirlenmesi ve davacının bu mirasçılar arasında yer alıp almadığının saptanmasına bağlı olduğu-
Mahkemece dava konusu taşınmazların değerleri ve borçlu ortağın payı belirlenip borç miktarının tespiti ile borca yetecek kadar taşınmazın satışına karar verilmesi gerekirken bu husus üzerinde durulmadan yazılı şekilde iki adet taşınmazın satışına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Tahliye istekli icra takibi tüm mirasçılar tarafından yapılmışsa da tahliye davasının mirasçılardan sadece biri tarafından açılması halinde, diğer mirasçının da davaya muvafakatinin sağlanması için davacıya ek süre verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.