Davacının sözleşme konusu işi süresinde bitirmemesi gerekçesiyle 1 yıl süre kamu ihalelerinden yasaklanmasına dair işlemin hukuka uygun bulunması sebebiyle davacının yasaklama işleminden kaynaklanan munzam ve manevi zarar istemlerinin de yerinde olmadığı-
Eser sözleşmesinden kaynaklı alacak ve tazminat istemine ilişkin davada, kanun koyucunun, yargılamanın herhangi bir aşamasında Yargıtay tarafından bir görüş bildirilmiş olması halinde dosyanın nihai olarak kesinleşmesine kadar HUMK hükümlerinin uygulanmasını amaçladığı- Yargılama sırasında dosyayı nihai olarak sonuçlandırmayan görev ve yetkiye ilişkin kararların Yargıtay yoluna başvurulmadan kesinleşmiş olması durumunda, Yargıtay'ın dosyanın usul ve esasıyla ilgili bir görüş bildirmediği izahtan vareste olup, böyle bir halde Kanun'un geçici 3. maddesinin 2. bendi uygulama yeri bulamayacağı gibi, dava dosyasının, istinaf kanun yolu incelemesine tabii olacağı- İstinaf kanun yolunun, taraflara ikinci bir yargılama hakkı tanımakta olup, bu husus tarafların lehine kabul edilen hukuki bir düzenleme olduğu- Kanunlarda yorum yapılırken lehe olan yorumun yapılması evrensel hukukun gereklerinden olup, bu gerekçeler doğrultusunda bölge adliye mahkemesinin istinaf incelemesi yapılması gereken dosyayı aksi düşünceyle daireye göndermesinde isabet bulunmadığı, kararın kaldırılarak istinaf incelemesi yapılmak üzere dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine iadesine karar vermek gerektiği-
Eser sözleşmesinde olayda olduğu gibi aksi kararlaştırılmamış ise yüklenicinin edimini yerine getirmekle bedeli hak kazanacağı, bu nedenle işin ikmal ve teslim edilmesinden sonra kalan ücretin ödenmesi gerekeceğinden olayda direngen duruma düşen ve dolayısıyla kusurlu olan tarafın davalı ve karşı davacı yüklenici olduğu, tebliğden itibaren kendisine işin yapılması için 10 gün süre verilen davalı ve karşı davacının verilen sürenin bitimiyle birlikte direngen duruma düştüğünün kabulünün zorunlu olacağı, bu tarihten sonra davacı iş sahibi yararına gecikme nedeniyle mahrum kalınan isteme, doğan zarara hükmedilmesi gerekirken ifadan vazgeçip gecikmeden doğan zararı isteyen davacının buna dair isteminin tümden reddinin doğru olmayacağı, davalı ve karşı davacı dava dilekçesinde kalan iş bedeli için reeskont faizi istemiş olduğu halde 3095 sayılı Yasa’nın 2. maddesine uygun bir istem yerine %30 oranında yasal faize hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olacağı-
Yapılan sünnet işlemi sonucunda davacı küçüğün oluşan zarar nedeni ile penisinin normal anatomik yapısında olmadığı, sonuçta böyle bir olay neticesinde davacı ruh ve beden sağlığının bozulduğu, duyulan elem, acı ve devam eden tedavi süreci göz önünde tutularak, davalılar arasında düzenlenen sözleşme, sağlık bakanlığının genelgesi de dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken mahkemece, yetersiz ve dosya kapsamına uygun olmayan raporlar hükme esas alınmak suretiyle davalılara kusur izafe edilemeyeceği ve buna bağlı olarak tazminat sorumluluklarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğu-
Eser sözleşmesinden kaynaklanan icra takibine ilişkin itirazın iptali davasında davalı yapı kooperatifi olup tacir niteliği taşımıyorsa, dava konusu da kanunda özel olarak düzenlenen hallere girmiyorsa, 6102 sayılı TTK'nın 4/1 maddesi hükmünce davayı ticari dava saymak ve asliye ticaret mahkemesini görevli kabul etmenin mümkün olmayacağı-
Tarafların düzenlemiş oldukları ............... tarihli ön sözleme gereğince ilerde düzenlenecek kat karşılığı inşaat sözleşmesi bakımından bir kısım hazırlık işlemlerinin yapılması yönünde anlaştıkları, tarafların asıl iradelerin kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlemeye yönelik olduğu, ancak asıl sözleşmenin resmi şekil şartına bağlı olmasına karşın ön sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığı, bu nedenle geçersiz olduğu, tarafların tacir nitelikleri gereğince şekil şartına uyma ve kanunun aradığı geçerlilik unsuruna bağlı kalmaları gerektiği, geçersiz sözleşmeden kaynaklanan cezai şartın talep edilemeyeceği, davacının ön sözleşmeye güvenerek yapmış olduğu bir kısım giderleri ise talep edebileceği, dava dilekçesi ekinde sunulan bir kısım faturalara göre sinevizyon gösterimi, dört bina için alınmış karot bedeli ile bir kısım bürokratik işlemler nedeni ile yapılan mesai için harcanan emek ve harcamaların istenebileceği, sözleşmeye güvenerek yapılmış olan zararın tazminin gerekeceği, alınan ........................ tarihli rapordaki hesaplamaya göre davacının 13.500,00 TL talep edebileceği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tazminat istemi-
İnşa edilen yapıların fiziksel bakımdan aynı olduğu ancak bu yapılar üzerinden talep olunan hakların farklı olduğu iki davada müddeabihlerin ve maddi vakıaların aynı olmadığı; bu nedenle 'sözleşmenin haksız feshine ilişkin uğranılan kazanç kaybı ile yapılan masrafları tazminat' davasında verilen ve kesinleşen hükmün 'sözleşmenin feshinin haklılığından bağımsız olarak haksız inşaata ilişkin tazminat talebine' ilişkin davada kesin hüküm oluşturmayacağı-
İfa imkânsızlığının yorumlanması ve belirlenmesinin zorunlu bulunduğu, TBK.'daki anlatımlara uygun rapor alınmadan, yetersiz ve uzmanlık alanı uygun olmayan bilirkişi heyetince düzenlenen rapora itibar edilerek karar verilmesinin doğru olmadığı, hükmün bozulmasının gerektiği, o halde mahkemece yapılacak işin; 6100 sayılı HMK'nın 266 ve devamı madde hükümlerine uygun seçilecek aralarında uzman makine mühendisi bulunan bilirkişiler kurulu aracılığıyla bilirkişi incelemesi yaptırılarak mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli rapor alınarak özellikle sözleşme ve ekindeki projede belirtilen şekilde mevcut çelik konstrüksiyonlu binanın ana taşıyıcı çelik aksamı ile konstrüksiyonlu cephe ve çatı kaplamalarının hasar verilmeden sökülerek 150 km ileride idarece yeri belirlenecek alana naklinin ve hasarsız sökülmesinin anlatılan ilke ve esaslara göre objektif olarak mümkün olup olmadığı, temlik eden sözleşmenin yüklenicisinin işinin ehli basiretli bir tacirden beklenen özen ve yükümlülüğü yerine getirip getirmediği ve sözleşme ve eklerine göre işin yapılmasının imkânsız olup olmadığını bilmesinin gerekip gerekmediği, biliyor ya da bilmesi gerekiyor ise Yapım İşleri Genel Şartnamesi'nin 14. maddesinde ki sorumluluk hükümleri de gözetilerek temlik eden yüklenicinin sonuç ve zarardan sorumlu olup olmadığı belirlenmeli, asıl davanın menfi tespit davası olarak açıldığı ve yargılama aşamasında ödeme yapılması nedeniyle istirdat davasına dönüştüğü de gözetilerek bedele hükmedilmesi halinde istirdat tarihinden itibaren faiz yürütülmesi, birleşen davada talep edilen alacağın miktarı içerisinde asıl davada dava konusu edilen alacağın bulunduğu da gözetilerek mükerrer ödemeye neden olmayacak şekilde kazanılmış haklarda göz önüne alınarak hüküm kurmaktan ibaret olması gerekeceği-
Davada taraf teşkilinin, dava koşulu olduğu gibi, dava dilekçesinin yasaya uygun biçimde davalıya tebliğ edilmemesinin, savunma hakkını ortadan kaldıracak nitelikte bir usul hatası olduğu- Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre bilinen son adrese tebligat çıkarılıp, tebliğin yapılamaması halinde Tebligat Kanunu’nun 21/son maddesi gereğince tebliğin yapılması gerekmekte olup, mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmişse de yargılama sırasında davalıya daha önce Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi gereğince tebligat çıkartılmadığı, doğrudan Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi ve gereğince tebligat çıkarıldığı, taraf teşkili sağlanmadan yargılama yapıldığı, bu suretle davalının hukuki dinlenilme hakkı ihlal edildiği, bu nedenle mahkemnin esasa iişkin karar vermesinin hatalı olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.