Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran davalı-karşı davacı (kadın) yararına hükmolunan maddi tazminat az olduğundan, Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının bozmayı gerektireceği-
Boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerçekleştiğine göre eşit kusurlu eş yararına Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi gereğince tazminata hükmedilemeyeceği-
Y.li gelire sahip olan davacının yoksulluğa düşeceğinin kabul edilemeyeceği-
Davacı ile davalının fiili oturma yerlerinin yakınlığı, annelik duygusunun tatmini ve çocuğun sağlıklı gelişimi ,anne şefkat, sevgi ve ilgisini yaşaması için seçenekli kişisel ilişkiye gerek bulunmayacağı, daha sık ilişki süresinin düzenlenmesi gerekeceği-
Davacı dava dilekçesinde herhangi bir delile dayanmadığından, dayanılmayan delilin bildirilmesi için ön inceleme aşamasında verilen süre sonuç doğurmayacağı ve davacının süresinde bildirmediği tanıklarının beyanları kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı-
Hizmet döküm cetvelinde sicil numarası gösterilen iş yerinin, Sosyal Güvenlik Kurumundan sorularak tespiti, davacının çalışıp çalışmadığının ve gelirinin bulunup bulunmadığının araştırılması işinden ayrılmış ise, işverence iş aktine son verilerek mi, yoksa kendi isteğiyle mi ayrıldığının saptanması, gerektiğinde bu konuda "hakimin davayı aydınlatma ödevi (HMK md. 31)" çerçevesinde davacıdan açıklama istenilmesi ve gerçekleşecek sonucuna göre yoksulluk nafakasıyla ilgili hüküm tesisi gerekeceği-
2. HD. 01.07.2019 T. E: 2018/3251, K: 7806-
Özel boşanma sebebiyle boşanmaya karar verildiğine ve kadın tarafından usulünce açılmış bir karşı dava bulunmadığına göre artık davacı erkeğin kusurlu olup olmadığına bakılamayacağı- Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı erkeğin kusuru bulunmadığından kusursuz eş aleyhine tazminata hükmedilemeyeceği- Hâkimin takdir yetkisi çerçevesinde tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına uygun olarak yoksulluk nafakası yönünden bir defaya mahsus olmak üzere "toptan ödeme" kararı verilmesi hususu da tartışılıp değerlendirilerek buna göre yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Davalı-karşı davacı kadının talebine konu ziynet eşyalarının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altında olduğu-
Boşanmaya neden olan olaylarda, "bağımsız konut temin etmediği, ailesinin müdahalesine ve eşine hakaretlerine sessiz kaldığı, eşini istemediğini söylediği, eşini aşağıladığı" anlaşılan erkeğin, "mahrem konuları etrafta konuştuğu ve eşini aşağıladığı" anlaşılan kadından daha fazla kusurlu olduğu- Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın lehine daha uygun miktarda maddi ve manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği- Varlığı ve erkekte kaldığı ispat edilen 5 adet bileziğin erkeğin ve erkeğin annesi tanığın beyanından da anlaşıldığı üzere her biri 15'er gram olduğu halde mahkemece 5 adet bileziğin 10'ar gr olarak kabul edilmesinin hatalı olduğu, yine aynı tanığın beyanında 3 adet kolyenin kendilerinde olduğu belirtilmesine rağmen mahkemece sadece 1 adet kolyeye yönelik talebin kabul edilmesinin hatalı olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.